DOLAR
41,9582
EURO
48,9677
ALTIN
5.743,90
BIST
10.318,54
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
20°C
İstanbul
20°C
Açık
Salı Çok Bulutlu
20°C
Çarşamba Az Bulutlu
20°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
23°C

KADIN DÜŞMANI YİNE BİR KADIN!         – 4 / 6

20.10.2025 13:55 | Son Güncellenme: 20.10.2025 13:48
A+
A-

 

KADIN KADININ KURTU MUDUR YURDU MUDUR?        

 

 

 

Değerli kadınlar,

fıtri yapılarındadır, doğaldır ve klasiktir.

 

Çünkü klasik olmak,

kendileri pergelin demir ucu gibi sabit kalmak,

diğer ucuyla da dünyayı dolaşmak

ve değiştirmektir!

 

 

 

Değerli kadınlar, fıtri yapılarındadır, doğaldır ve klasiktir. Çünkü klasik olmak, kendileri pergelin demir ucu gibi sabit kalmak, diğer ucuyla da dünyayı dolaşmak ve değiştirmektir! İngiliz’in kendisi klasiktir, başkalarını değişime zorlarlar. Hala at arabasında kralı, kraliçeyi getirip götürür tahtına oturturlar. Klasik olmak; muhkem bir istikamet üzerinde durmak demektir, derine kök salmak demektir, sağlam olmak ve sabit kalmak demektir. Çünkü durmadan, derine kök salıp sağlam kalmadan başkasını hareket ettiremezsiniz. Sessiz, sakin, derin, sağlam duracaksın ki dünyanın hareketinin istikametini belirleyesin. Hareket edenle hareket etmek, seni de değiştirir; yönü değiştirir, yolunu değiştirir; duygunu, düşünceni, davranışı değiştirir… Farkında olmadan çarka, dönme dolaba, vasata ayak uydurursun. Bilge Kağan, bundan dolayıdır ki ‘gitme, dur’ diyor. Gitme, dur; dur ki olduğun yere, derine kök salasın!

Değerli kadınlar; bir; ilk kendileri işittiklerinden ağızlarından çıkan söze dikkat ederler ya hayır söylerler yahut susarlar, az, öz ve derin konuşurlar çünkü sözün değerli olduğunu, bazen susmanın kendine bir ikram olduğunu bilirler; iki; varsayımda bulunmazlar, şartlar değiştiğinde geleceğin ne getireceğini bilemezler, şimdiye ve çözüme odaklanırlar çünkü soruna odaklanmanın fırsatları öldürüp çözümsüzlük getirdiğini bilirler; üç; olayları kişisel algılamazlar, kimsenin kimseyi fazla düşünmediğini, herkesin kendi ağzından çıkandan sorumlu olduğunu bilirler; dört; elinden gelenin en iyisini yaparlar, yaşadığı anda, bulunduğunu zamanda her şeye rağmen iyiyi düşünür, güzel olanı yapar, doğru ve dürüst olurlar.

Değerli kadınlar ne geçmişe ne geleceğe takılır ne de bigâne kalırlar; geçmişten ders çıkararak şu anı en iyi, en güzel ve en doğru şekilde inanarak; hissederek, düşünerek, yaparak ve yaşayarak geleceğe hazırlanırlar. Ve böylece zorunlu kaderine ilaveten kendi iradeleriyle yazdıkları kaderle barışık insanlar olarak daha huzurlu, daha mutlu ve her yönüyle daha sağlıklı bir hayat yaşarlar. Ve ancak böylece insan yaşayarak tecrübe kazanıyor, değer üretiyor, değer kazanıyor.

Değerli kadınlar; vaatlere değil atılan adımlara baktığı, katlanmaya değil ortak çabayı önemsediği, romantik betimlemelere değil sorumluluk alınan kesin hükümleri istediği, suskunluğu anlamaya değil açık iletişimi beklediği yaştadırlar.  

Değerli kadınlar; memnuniyette öncelikle kendilerini düşünmeyi, her zaman herkese müsait olmamayı, öncelikle kendi sorunlarını çözmeyi, gerektiğinde hayır demeyi, kendilerini yoğun ve yorgun hissettiklerinde dinlenmeyi, her şeyi herkese açıklamak zorunda olmadıklarında sessiz kalmayı, hayatın akışı içinde hereksin ayağı bir şekilde takılabileceğinden şu an yaptıkları güzel şeylere odaklanmayı bilirler ve kabullenirler. Ve onlar avuçlarında damla damla akıp giden bir ömrün; kırgınlıklar, kızgınlıklar, keşkeler demeden yaşayacağı ömrün hayalini kurar ve hazırlanırlar. Ve onlar ömrün, doğduğumuz andan değil, kendimizi bulmaya ve kendimiz olmaya başladığımız andan itibaren aynı farkındalığın ölüme kadar geçen süre olduğunu bilirler. Yaşanabilir temiz ve düzenli evlerinde huzur ve sükûnet, emeğe hürmet, helal ve temiz kazanç, hak, adalet ve vicdan… vardır.

Değerli kadınlar; temiz havada, uygun zamanlarda, uygun mekanlarda yürürler; içlerindeki altın çocuğu keşfederler, yaşatırlar, şımartırlar, yetiştirirler; kendilerini eğitirler, bakış açılarını genişletirler, geçmişten aldıkları güçle geleceğe hazırlanırlar, ilerlemeye devam ederler; cömerttirler, merhametlidirler, şefkat gösterirler; iyi, güzel ve doğru şeylerle meşgul olurlar; hayatlarını bir düzen ve disiplin içinde yaşarlar; yeri geldiğinde hüzünlenirler, ağlarlar, yeri geldiğinde gülerler, hareket ederler; tefekkür halindedirler, her gün okurlar, her gün yazaralar…

Değerli kadınlar, anın kıymetini bildiklerinden her alanda yüksek bir farkındalıkla işini kendilerinden emin olarak en iyi, en güzel ve en doğru bir şekilde yaşayarak yaparlar. Ve işlerini en iyi yaptıkları oranda da -ona buna şuna takmayan- kompleksiz insanlardır. Onlar mutluluğu gelecekte aramazlar; anın farkına ve tadına vararak mutluluğun şu an, burada ve şimdide olduğunu bilerek yaşarlar. Ve onlar her yaptığını dünya ve ahiret bilinciyle, amaçlı, hedefli, programlı yaparlar. Mesela onlar bir kahvaltı hazırlamaya önce çayın suyunu koymakla başlar. İşe en baştan başlar, sonra sonrakileri ve daha sonra nihayetindekileri mantıklı bir sıraya koyarak yaparlar.

 

DEVAM EDİYOR…

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.