İznik Gölü’nün kuraklıkla mücadele eden ekosistemi ve turizm üzerinde eşgüdümlü tehditler; çöküşe sürüklenen kuyruklu ekosistemde hayatta kalma mücadelesi.
İznik Gölü çevresinde su seviyesi hızla düşüyor ve bu durum, ilçenin simgesi olan gölün kıyılarına ve ekosistemine ağır darbeler vuruyor. Suların çekilmesiyle en büyük iskelenin ayakları boş kaldı, tekneler karaya oturdu ve turizm ile doğa arasındaki denge sarsılıyor.
Yağışlardaki yetersizlik ve kıyı su kaynaklarındaki azalma, son dönemde belirginleşen bir kuraklık dalgasını tetikledi. Bölge halkı, ekosistemin ve turizmin zarar gördüğünü dile getirirken yetkililerin acil tedbirler alması gerektiğini vurguluyor. Gölün kıyı şeridi bataklığa dönüştü; bazı alanlar çamur ve otlarla kaplandı ve drone ile havadan kaydedildi.
Turizm işletmecisi Ali Karaman ise konuyu şu sözlerle özetledi: “Kuraklık nedeniyle İznik Gölü’nün sularında belirgin geri çekilme yaşıyoruz. Durum, her geçen gün ağırlaşıyor ve acil önlemlerin alınması şart. Özellikle tarımsal sulama ile sanayi çekişmeleri arasındaki su yönetimini yeniden gözden geçirmeliyiz. Yeni bir boru hattı mı gerekiyor, fabrikalar su çekimini nasıl sınırlayacak, bunların hepsi derhal değerlendirilmelidir.” Karaman, damlama sulama gibi modern sulama yöntemlerinin uygulanması gerektiğini vurguluyor.
İznik Gölü’nün su çekilişi, sadece liman ve sahil yaşamını değil, bölgedeki flora ve fauna için de tehdit oluşturuyor. Gölün yok olması, İznik’in geleceğini de doğrudan etkileyebilecek bir senaryo olarak görülüyor. Yetkililerden alınacak hızlı ve kapsamlı adımlar, su yönetiminde sürdürülebilirlik sağlamak adına kritik önem taşıyor.