İzmir’de yağış sonrası güvenlik zafiyetlerini; elektrik-klorlu kazası ve sonrası süreçleri akıcı ve özetleyici bir dille ele alıyoruz.

İzmir’de etkili olan sağanak nedeniyle birçok bölgede su birikintileri oluştu ve bu durum elektrikli altyapıda tehlikeli sonuçlar doğurdu. Olay sırasında, suda yürümeye çalışan Özge Ceren Deniz elektrik akımına kapıldı; onu kurtarmaya çalışan İnanç Öktemay da aynı tehlikenin kurbanı oldu. Her ikisi de hastaneye kaldırıldıkları sırada yaşamını yitirdi. Deniz Osmaniye’de, Öktemay ise İzmir’de toprağa verildi. Soruşturma kapsamında 42 sanık hakkında taksirle ölüme yol açmaktan 15’er yıl hapis istenirken, kararnameyle ceza oranları belirlenerek sanıklar hakkında ayrı ayrı hüküm kuruldu.
MEMURLAR DA YARGILANACAK Geçen ay İzmir 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 10 yıl ve 8 yıl 9 ay arasında değişen cezalar verildi. Bazı sanıklar beraat ederken tutuklu sayısı 15’e yükseldi. Ayrıca İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1’inci İdari Dava Dairesi de memur sanıkların yargılanmasına karar verdi.
ÇAPLI İHBAR VE GEREKÇE 535 sayfalık gerekçeli kararda, 9 Ocak 2024 günü saat 13.35’te olayın gerçekleştiği noktada duman oluşumu ve sonrasında dumanın görüldüğü, güvenlik kameralarının kayıtlarıyla desteklenen bir duman akışına işaret edildi. 2019 yılına ait yerel basında da elektrik kaçağı uyarıları ve bölgede yaşanan benzer olaylar kayıtlara geçti. İZSU ve Gediz Elektrik arasındaki sözleşmeler ve işlerin yürütülmesi süreçlerinde bazı uygunsuzluklar tespit edildiği belirtildi.
KABLOLARIN DURUMU VE RİSKLER Kararda, yeraltı kablolarında projenin derinlik ve konformite eksiklikleri nedeniyle ya da ihale süreçlerindeki uygunsuzluklar nedeniyle kablolara zarar verildiği ve bu zararların tekrarlanmaması adına gerekli önlemlerin alınmadığı vurgulandı. İZSU’nun rögar kapaklarındaki basit onarımların riskleri tamamen gideremediği ve yağmur suyu ızgaralarının çalışmaması nedeniyle su baskınlarının devam ettiği ifade edildi.
Olayın Doğası ve Kusur Düzeyleri Olayın öngörülemez ya da önlenemez bir doğal afet olmadığının altı çizildi; üç sanığın birinci derecede, bazılarının ikinci veya üçüncü derecede kusurlu olduğuna karar verildi. Sanıkların kusur oranları, neticenin öngörülebilirliğine göre belirlenip, fiilin ağırlığına bağlı olarak cezalar yeniden tespit edildi.
İfade edilen bulgular, olayın zincirleme ihmaller sonucunda geliştiğini ve kişisel kusurların da payına düşeni aldığını gösteriyor. Bu bulgular doğrultusunda sanıkların kusur dereceleri ve verilen cezalar, olaydaki sorumluluk paylarının adil bir şekilde dağıtılmasına yöneliktir.