İzmir Körfezi’nde plankton çoğalması ve ekolojik denge sorunlarını inceleyen detaylı bilgi. Çevre ve ekosistem sağlığı için önemli bir konu.
İzmir Üniversitesi’nden Uzman Dr. Levent Yurga, Körfezdeki plankton artışının bu yıl da devam edeceğine dair önemli bir tahminde bulundu. Körfezin bağışıklık sisteminin zayıfladığına dikkat çeken Yurga, dışarıdan gelen yeni plankton türlerinin yerli ekosistem içerisinde hızla yayılmakta olduğunu ve bunun ekolojik dengeyi ciddi anlamda bozduğunu vurguladı. Bu durumun, balık ölümleri ve su kalitesinde olumsuz etkiler yaratmaya devam edeceğini belirtti.
Özellikle son yıllarda Körfezde meydana gelen balık ölümlerinin, kirlilik ve ekosistem dengesinin bozulmasından kaynaklandığını anlatan Yurga, körfezin dinamik yapısına rağmen, sanayi ve evsel atıkların yoğunluğu nedeniyle ciddi bir kirlilik sorunu yaşandığını dile getirdi. Yağmurların getirdiği sanayi atıkları ve tuzların deniz canlıları üzerindeki olumsuz etkileri, planktonların mevsimsel artışına neden olmakta ve bu da toplu balık ölümlerine yol açmaktadır.
Uzman, körfezin ekolojik bütünlüğünü yeniden kazanmasının önündeki en büyük engelin kirliliğin devam etmesi olduğunu vurguladı. İzmir Körfezi’ne akan derelerin ve su arıtma tesislerinin kirliliğinin azaltılmasıyla, 2-3 yıl içerisinde denizlerin dipten yüzeye temizlenmeye başlayacağını öngördü. Ayrıca, körfezin “mavi körfez” haline dönüşmesini sağlamak için, sadece kirliliğin önlenmesinin yeterli olduğunu sözlerine ekledi. Çocuklara ve gelecek nesillere yaşanabilir, yüzülebilir bir körfez bırakmak için, toplumun bilinçlendirilmesi ve sürdürülebilir temizlik çalışmaları büyük önem taşıyor.
Geçen yıl Seferihisar ve Foça bölgelerinde denizanalarının aşırı çoğaldığını hatırlatan Yurga, bu yıl da ağustos sonu ve eylül başında benzer bir artışın yaşanabileceği konusunda uyarılarda bulundu. Körfezin bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla, dış kaynaklı plankton türlerinin yerli türlerle yarışa girmeye devam edeceğine işaret eden Yurga, ekolojik dengenin bozulması ve kirliliğin artmasıyla balık ölümlerinin yeniden yaşanma riskinin yüksek olduğunu belirtti.
Son olarak, balık ölümlerinin ve denizanalarının artışının önüne geçmek için, belediyelerin arıtma tesislerinin ve sürdürülebilir atık yönetimi politikalarının artırılması gerektiğine vurgu yaparak, halkın bilinçlendirilmesinin de bu sürecin önemli bir parçası olduğunu sözlerine ekledi.