DOLAR
42,0836
EURO
48,3603
ALTIN
5.359,50
BIST
10.914,10
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
21°C
İstanbul
21°C
Parçalı Bulutlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
19°C
Perşembe Çok Bulutlu
19°C
Cuma Az Bulutlu
20°C
Cumartesi Az Bulutlu
20°C

İzmir Kent Jeolojisi Kolokyumu Sonuç Bildirgesi: Sürdürülebilir Su Yönetiminden Deprem Stratejilerine Bakı

İzmir Kent Jeolojisi Kolokyumu sonuç bildirgesi: Sürdürülebilir su yönetimi ve deprem stratejileriyle kent planlamasında güvenilir rehberler

İzmir Kent Jeolojisi Kolokyumu Sonuç Bildirgesi: Sürdürülebilir Su Yönetiminden Deprem Stratejilerine Bakı
04.11.2025 20:51
A+
A-

İzmir Kent Jeolojisi Kolokyumu çerçevesinde paydaşlar, kent sorunlarını tek tek ele almakla kalmayıp kapsamlı çözümler üretilmesini hedefledi. Toplantıda su yönetiminden körfez ekosistemine, çevresel dengeyi gözeten yeni politikalar ve altyapı reformları üzerinde duruldu.

Su kaynağına dair mevcut tablo Bakanlığın teknik kapasitesiyle uyumlu, havza odaklı ve katılımcı bir dönüşüm planının hayata geçmesi gerekliliği vurgulandı. Kısa vadede pilot uygulamalarla tasarruf ve etkilerin somutlaşması, orta ve uzun vadede ise altyapı, politika ve finansman konularında derinleşen adımların atılması gerektiği belirtildi. Sürdürülebilir bir su politikası, artan su krizi karşısında zaruri hale gelmiştir. Yerel adımlar olumlu olsa da merkezi iradenin koordinasyonu da hayati.

Arıtma sistemleri, yalnızca teknik değil, biyolojik dengeleri de koruyacak şekilde yeniden yapılandırılmalı; yağmur suyu hasadı, gri su geri kazanımı ve yeşil altyapı çözümleri yaygınlaştırılarak akıllı su yönetimi ile katılımcı bir yaklaşım geliştirilmelidir. Kentin su yönetimi; tarihi su kültürünü yansıtan ve mevcut kadim su yapılarının korunmasını içeren bir çerçevede ele alınmalıdır. Özellikle Halkapınar kaynakları gibi örnekler bağlılık ve öncelik gerektiğini gösterirken, jeolojik ve jeoteknik riskler de kent genelinde hissedilmeye devam etmektedir. Yamaç topoğrafyası, ayrışmış birimlerin etkisi ve kontrolsüz hafriyat gibi etmenler, kentte heyelan riskini artırmaktadır ve deprem sonrası ikincil stabilite sorunları sıkça karşımıza çıkmaktadır.

Baraj kullanımlarına dair yaklaşım Ölü hacimden su temini konusu, barajların ekolojik ve kimyasal dengelerini de dikkate alarak ele alınmalıdır. Tahtalı Barajı gibi bölgelerde su azalmış durumda; kış aylarında dahi kesintiler uygulanabiliyor. Yağışlar barajları hemen doldurmayabilir; tüketim her durumda yağışlardan çok daha belirleyici oluyor. Bu nedenle su yönetiminde realistik ve dinamik planlar gereklidir.

Depreme hazırlıkta master planın kapsamı genişletilmeli İzmir’de fay hatlarının stres altında olduğu bilinmekte; mevcut planlar, Seferihisar, Gülbahçe ve Tuzla faylarını dikkate alarak güncellenmelidir. Deprem master planı yalnızca teknik boyutları değil, özel gereksinimleri olan bireyler, kadınlar, çocuklar ve kent yoksulları için de kapsayıcı olmalıdır. Bu süreçte fay yasası çıkarılması ve kentsel planlamanın buna göre şekillendirilmesi gerektiği vurgulandı.

İmar ve kent sağlığına bilimsel yaklaşım İzmir’in jeolojik ve jeoteknik koşulları dikkate alınarak bilimsel temelli bir imar anlayışının benimsenmesi gerektiği belirtildi. Rant baskısına karşı çıkılarak, deprem riskine duyarlı planlama uygulanmalı; fay hatları ve zemin büyütmesi, sıvılaşma potansiyeli gibi etkenler göz önüne alınarak güvenli yapılaşma hedeflenmelidir. Kentin deprem dayanıklılığını artırmak için merkezi ve yerel yönetimlerin hızlı adımlar atması gerektiği ifade edildi.

Jeolojik sağlık ve kentsel yönetim Jeomedikal risklerin izlenmesi, verilerin mekansal planlama süreçlerine entegrasyonu ve kentsel jeokimya haritaları ile tıbbi jeoloji bilgi sistemlerinin kurulması çağrısı yapıldı. Yıkım süreçlerinde asbestli ve ağır metal içeren tozların halk sağlığı için risk oluşturduğu hatırlatılarak, denetimlerin jeoloji mühendisleri gözetiminde yapılması gerektiği vurgulandı.

Katı atık yönetiminde bölgesel odaklılık Harmandalı örneğinde ortaya çıkan risksiz bir yaklaşım için bölgesel planlama ve çok merkezli depolama çözümlerinin gözden geçirilmesi gerektiği belirtildi. Düzenli depolamanın toplumsal kabul analiziyle yürütülmesi ve deprem ile su yönetimi esaslarına göre planlanması gerektiği ifade edildi.

Sonuç olarak, depremleri bütüncül ele alan bir Afet Master ve Eylem Planı önerisiyle, heyelan, kaya düşmesi, taşkınlar ve tıbbi jeoloji riskleri tek bir çerçevede harmanlanmalı; afetlerin sosyal, ekonomik ve psikolojik etkileri ile mücadele eden bir yol haritası oluşturulmalı ve kent dönüşümünün temel dinamiği olarak görülmelidir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.