İstişare geleneğiyle barış, adalet ve istikrar için uluslararası sorumluluk vizyonunu keşfedin; görüşler ve yönetişim çatısı üzerinde derin bir bakış.

Devlet geleneğimizde istişarenin önemi, karar süreçlerimizin temel direğini oluşturur. Devlet aklı kavramı ise bu istişare kültürünün zengin bir tecrübeden süzülerek uygulanmasıdır. 2008 yılından bu yana her yıl farklı bir tema etrafında düzenlenen konferanslarımız, barış, istikrar ve refah odaklı dış politika başlıklarını taşıyor.
600 BİNDEN FAZLA SURİYELİ ŞEHİT OLDU sözü, sivil toplum örgütleri, düşünce kuruluşları, uluslararası medya ve yatırımcılar gibi yeni aktörlerin geleneksel diplomasiyi dijital dinamiklerle ve giderek zorlaşan bir zemine taşıdığını gösteriyor. Son 30 yılda kutupluluktan çok taraflılığa doğru evrilen uluslararası sistem, artık çok kutupluluğa yöneliyor. İnsan hakları ve küresel adalet gibi kavramlar gündemin daha yoğun bir parçası hâline geldi; her biri ayrı ayrı önemlidir.
Bu süreçte ortaya çıkan gelişmeler, insani krizleri ve küresel eşitsizlikleri çözmekten çok, bazı durumlarda onları derinleştirmiştir. Geçtiğimiz yüzyılın ilk yarısında yaşanan iki dünyalar savaşı milyonlarca cana mal olurken, Holokost insanlığın ortak hafızasında derin izler bırakmıştır. Savaş sonrası küresel yönetişim ve güvenlik mimarisi, benzer trajedilerin, soykırımların ve insanlık suçlarının önüne geçmeyi amaçladı; ancak bu hedefe tam anlamıyla ulaşılamadığı açıktır.
Komşumuz Suriye’de 600 binden fazla Suriyeli, Baas rejiminin saldırıları nedeniyle hayatını kaybetti; yüz binlerce insan işkence merkezlerinde eziyet gördü, milyonlarca kişi ülkelerini terk etti. 13.5 yıl süren çatışmalar boyunca sivillere yönelik saldırılar sürerken, vicdan sahibi pek çok ülkenin sesi bu süreçte yeterince yükselmedi.