İstanbul’un Ulaşım Sorunları ve Finansmanındaki İddialar: Özdemir’in CNN Türk Açıklamaları

İstanbul’daki trafik ve ulaşım sorunları, kent için her zaman öncelikli bir gündem oluşturuyor. Özdemir, mevcut sıkışıklığın İstanbul’un en kritik meselelerinden biri olduğuna vurgu yaparak kentsel dönüşüm ve deprem konularını ise ikinci sıraya yerleştirdi. Şehirde 2000’li yıllarda başlatılan bazı atılımların birkaç yıl içinde kesintiye uğradığını, proje geliştirme, kamulaştırma ve uygulama süreçlerinin en az 3–4 yıl sürdüğünü belirtti. Bu süreler dolayısıyla yaşanan kesintilerin şehir planlamasında ciddi etkiler doğurduğunu ifade etti.

Özellikle 2004–2010 arasında hazırlanan ulaşım ana planı ile 2010–2019 arasındaki metro çalışmaları sayesinde trafik sıkışıklığının 6. sıraya gerilediğini hatırlattı. Ancak son dönemde İstanbul’un yeniden zirveye çıktığını vurguladı. Metro projelerinin gecikmesiyle ilgili olarak Kirazlı-Halkalı hattının yalnızca %7 seviyesinde kaldığını ve çalışmaların durma noktasına geldiğini belirtti. “Büyükşehir Belediyesi bu projeyi hayata geçiremedi. Eğer bu hat tamamlanmış olsaydı, İstanbul’un batısı daha rahat nefes alacaktı.”

AK Parti döneminde metroların finansmanının sağlandığını ve toplamda 220 milyon Euro’nun Büyükşehir’in elinde olduğunu kaydeden Özdemir, proje geciktirme ve iptallerinin İstanbul halkını mağdur ettiğini sözlerine ekledi. Ayrıca, mevcut dönemde metrolar için kullanılan kaynağın doğru yönetilmesi konusunda eleştirilerde bulundu.

Özdemir’in açıklamaları şu şekilde özetlendi: Trafik ve ulaşım, İstanbul’da en önemli sorun olarak öne çıkıyor. Kentsel dönüşüm ve deprem ise ikinci önemli konu. Şehrin bazı sokaklarında ambulans veya itfaiye gibi temel hizmetlerin ulaşımı bile zaman zaman zorlaşıyor; çarpık yapılaşma ise bu durumları daha da ağırlaştırıyor. 2000’li yıllardan önce Türkiye’nin bir Cumhurbaşkanı döneminde önemli bir atılım gerçekleştirildiğini ancak bu sürecin 2–3,5 yıl gibi kısa bir sürede kesintiye uğradığını belirtti. Proje geliştirme süreçlerinin en az 3–4 yıl sürmesi gerektiğini, ancak bu sürelerin kesintiye uğradığını ifade etti.

İstanbul’daki trafik sıkışıklığına ilişkin olarak 1970–1980’li yıllardaki Nişantaşı örneğini hatırlatan Özdemir, metro ve toplu taşıma projelerinin merkeze odaklı olarak planlandığında ulaşım ağının daha verimli hale geleceğini, ancak mevcut yönetimin bu vizyonu ortaya koyamadığını savundu. 2010’lu yıllarda başlatılan metro projelerinin tamamlandığında bile ciddi gecikmeler yaşandığını belirtti. Özellikle Kirazlı-Halkalı hattının mevcut durumda yalnızca %7 seviyesinde ilerlediğini ve projenin durduğunu vurguladı.

Yeni ihalelerin yapılmasına rağmen bazıları iptal oldu ve Büyükşehir Belediyesi bu projeyi hayata geçirebilmek için irade ortaya koyamadı. Mahmutbey-Esenler hattı 2017’de ihale edilmiş olup, 2020–2021’de tamamlanması planlanıyordu; bu hat İstanbul’un batısına giden önemli bir güzergâh olarak görülüyordu, ancak şu anda %20 seviyesinde ilerledi. Eğer bu hattın tamamlanmasıyla İstanbul’un batısı rahatlayacaktı. Buna karşılık mevcut yönetimin İstanbul’a dair net bir vizyonu bulunmuyor.

Kaynak kullanımı konusundaki iddialar üzerine Özdemir, AK Parti döneminde projeler için kredilerin temin edildiğini ve Büyükşehir’in cebine giren yaklaşık 220 milyon euroluk kaynağın olduğunu belirtti. Özellikle 5 milyar euroyu aşan kaynağın metro projelerine harcanmadığı yönündeki iddialara değindi. İddialara göre bu kaynaklar yolsuzluk operasyonlarındaki bazı paravan şirketlere aktarılmış olabilir. Bu konunun yargı süreçlerinde netleşmesi gerektiğini söyledi.

İBB’nin iddianamesiyle birlikte şehirdeki uygulamaların daha net görüleceğini ifade eden Özdemir, mevcut durumda Bakanlık tarafından yürütülen bazı projelerin olduğunu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin devraldığı bazı hatların tamamlandığını belirtti. Pendik-Bakırköy hattı gibi hatlar Bakanlık tarafından tamamlanmış olup, Sabiha Gökçen Havalimanı’na giden metro gibi yeni hatlar ise bazı aşamalarda ilerliyor. Mevcut durumda İstanbul’da yeni bir hat için ihale yapılmadığına dikkat çekti. “AK PARTİ ŞU ANDA İSTANBUL’DA DA BİRİNCİ PARTİ” ifadesiyle partisinin mevcut durumdaki konumunu vurguladı.

Özdemir, mevcut durumda stratejilerin yönetim tarafından belirlenemediğini, özellikle yargı süreçlerinin siyasallaşmaması gerektiğini söyledi. “Yüzyılın yolsuzluk operasyonuyla karşı karşıyayız” diyerek özellikle Aziz İhsan Aktaş iddianamesiyle belediyenin kaynaklarının nasıl aktarıldığının görüleceğini belirtti. İddianamede yer alan iddiaların muhalif isimler tarafından dile getirildiğini ve İstanbul halkının bu süreçleri yakından izleyeceğini vurguladı. CHP’li belediyelere ilişkin operasyonlarda şikayet edenlerin çoğunluğunun CHP’li kişiler olduğuna dair görüşleri paylaştı ve kamuoyunun yolsuzlukla mücadele konusunda AK Parti’nin adımlarını izlediğini belirtti.