İstanbul’daki muhalif aktivistin cinayetiyle ilgili soruşturmanın güncel gelişmeleri ve güvenlik durumuna ilişkin tarafsız özet.
İran’da rejime karşı eleştirel duruşuyla tanınan Mesoud Nazari, yıllar önce Türkiye’ye sığındıktan sonra İstanbul’da yaşamını sürdürüyordu. 14 Ekim akşamı saat 20.30 sularında Arnavutköy, İslambey Mahallesi Salih Sokak’ta kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından göğsünden ve başından silahla vuruldu. Ağır yaralanan Nazari, ambulansla Arnavutköy Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı ve tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Nazari’nin, Tahran yönetimine muhalif kimliğiyle bilinen bir isim olduğu ve Türkiye’deki yaşamı boyunca İran’a dair eleştirilerini sürdürdüğü ifade ediliyor. Olay sonrası güvenlik birimleri, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı (MİT), İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ve Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ile ortak bir soruşturma yürütüyor. 2015’te Türkiye’ye sığınan Nazari’nin ülkesinin güvenlik ve istihbarat birimlerinden tehdit aldığı iddia ediliyor; ancak bu süreçte kendisi koruma talebinde bulunmamış.
Olay yerinde boş 4 mermi kovanı dışında somut ipucu bulunmuyor, denildi. Saldırıyı kimin gerçekleştirdiğine dair net bir kanıt henüz elde edilmese de savunmada olan delillerin toplanması amacıyla güvenlik kameraları ve olay anındaki telefon baz kayıtları titizlikle inceleniyor. Şu ana kadar sorumluluğu üstlenen bir grubun ya da kişinin adından söz edilmiyor; motivasyon ve tetikçiler konusundaki ipuçları da belirsizliğini koruyor. Emniyet birimleri, olay yerindeki boş kovanlar üzerinden fail veya faillerin izini sürüyor.
Bir başka önemli başlık ise olayın sadece 6 yıl önce İstanbul’da geçirdiği benzer bir suikastla bağdaştırılması. İranlı muhalif Mesut Mevlevi Vardancani’nin (32) 14 Kasım 2019’da sokak ortasında hayatını kaybetmesiyle ilgili incelemeler de ilerleyen süreçte dikkat çekiyor. O dönemde elde edilen bulgulara göre suikastın İran istihbaratıyla ilişkili olduğuna dair iddialar ortaya atılmış, olay talimatının diplomatik pasaport taşıyan iki İranlı tarafından verildiği hususu da soruşturmaya yansımıştı.