İstanbul’da aile içi cinayet ve kuzenler arasındaki trajik olayın detayları, nedenleri ve sonuçlarıyla ilgili kapsamlı bilgi. Güvenlik ve aile ilişkileri üzerine önemli bir haber.
29 Ekim 2024 sabahı saat 05.36’da, Kavakpınar Mahallesi’nde gerçekleşen trajik olay, bölgeyi yasa boğdu. Bursa’dan İstanbul’a akraba ziyareti amacıyla gelen Duygu Şahin, kuzeni Talip Yıldız ile birlikte eğlence mekanına giderek geceyi geçirdiler. Ertesi sabah, eve dönüş sırasında çıkan tartışma kısa sürede şiddetli bir kavgaya dönüştü. Olay yerinde bulunan görgü tanıklarının ifadelerine göre, Talip Yıldız’ın, kuzeni Duygu Şahin’i ciddi şekilde darbettikten sonra defalarca bıçaklayarak saldırdığı ortaya çıktı.
Babası Refik Yıldız, olayın ardından oğlunun suçunu itiraf ettiğini ve odadan çıkmadığını belirterek polise ihbarda bulundu. Olay yerine ulaşan polis ekipleri, yerde yüzüstü ve yarı çıplak halde duran Duygu Şahin’in cansız bedenini buldu. Sağlık ekipleri tarafından yapılan incelemede, Şahin’in hayatını kaybettiği kesinleşti. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında, savcılık iddianame hazırladı ve olayla ilgili tanıklar ile sanık Talip Yıldız’ın ifadelerine yer verdi.
İddianamede, Duygu Şahin ile Talip Yıldız’ın teyze çocukları oldukları ve olay öncesinde yakın ilişkiler kurdukları belirtildi. Şahin’in, kuzeni Talip Yıldız’ın evinde kaldığı ve ikilinin birlikte eğlendiği öğrenildi. Ayrıca, sanık Yıldız’ın olaydan önceki iletişimleri ve planları hakkında detaylar da raporlara yansıdı.
Sanık Talip Yıldız, ifadesinde, Duygu Şahin ile aralarında derin bir gönül ilişkisi olduğunu ve evlilik hayalleri kurduklarını dile getirdi. 27 Ekim 2024 tarihinde İstanbul’a gelen çiftin, birkaç gün boyunca birlikte vakit geçirdiği ve çeşitli mekânlarda eğlendikleri kayıtlara geçti. Yıldız, “Duygu ile aramızda herhangi bir sorun yoktu, birbirimize karşı sevgiyle bağlıydık” diyerek ilişkinin samimiyetini vurguladı.
İddiaya göre, olay günü gece saatlerinde birlikte eğlenmeye çıkan çift, alkolün etkisiyle daha da yakınlaştı. Ancak, sanık Yıldız’ın ifadesine göre, Duygu’nun eski sevgilisi tarafından aldatıldığı ve bu nedenle öfkeye kapıldığı anlar yaşandı. Yıldız, “Duygu’nun boğazını sıktım, kendisini birkaç kez yumrukladım ve sonunda mutfaktan aldığım bıçakla saldırdım” şeklinde detaylı anlatımda bulundu. Ardından, Duygu’nun çeşitli yerlerinden toplamda 45 bıçak darbesiyle öldürdüğünü itiraf etti.
Olay anında evde bulunan aile bireyleri, sabaha karşı kapıyı açmaya çalışırken, oğulları Talip Yıldız’ın “Ben öldürdüm, polisi arayın” diyerek kendini teslim ettiği öğrenildi. O sırada içeri giren anne Nazile Yıldız, kanlar içindeki Duygu Şahin’i ve oğlunun elindeki bıçağı gördü. Olay yerine çağrılan ambulanslar ve polis ekipleri, olay yerinde detaylı incelemeler yaptı. Talip Yıldız, polis tarafından gözaltına alındı ve ifadesinde cinayeti detaylarıyla anlattı.
Olayla ilgili hazırlanan adli tıp raporunda, Duygu Şahin’in vücudunda toplam 45 kesici ve delici alet yarası tespit edildi. Yapılan otopsi sonucunda, yaralanmaların ölüm nedeni olduğu ve ölümün iç organ ve büyük damar yaralanmasına bağlı iç ve dış kanama sonucu gerçekleştiği açıklandı. Ayrıca, Duygu’nun kanında yüksek düzeyde alkol bulunduğu ve olay sırasında ciddi derecede sarhoş olduğu belirlendi.
İletişim kayıtlarına da ulaşan incelemelerde, Talip Yıldız’ın, olay günü saat 01.57’de Duygu Şahin’i aradığı, ancak ulaşamadığı tespit edildi. Ayrıca, WhatsApp mesajlaşmaları ve paylaşımlar da delil olarak raporlarda yer aldı. Sanık, bu iletişimlerin silindiğini ve olay öncesi ve sonrası ilişkilerini detaylandırdı.
İddianamede, Talip Yıldız’ın, “kadına karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanması talep edildi. Olayın tüm delilleri, tanık ifadeleri ve adli raporlar dikkate alınarak, İstanbul Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Mahkeme, sanığın suçunun ağır olduğunu ve cezalandırılmasını talep etti.
Bu trajik olay, toplumda aile içi şiddet ve genç kadınlara yönelik saldırıların ciddi boyutlara ulaştığını gösterdi. Aile bireyleri ve yakın çevre, olayın şokunu yaşarken, adli makamların hızlı ve adil bir yargılama süreci başlatması bekleniyor. Kamuoyunda ise, kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve bu tür olayların tekrar yaşanmaması adına çeşitli tartışmalar devam ediyor.