İstanbul İl Kongresi Krizi Üzerine İçerik Yeniden Tasarımı: Yönetimin Geçici Adımları ve Parti İçindeki Tartışmalar

İstanbul İl Kongresi’nde seçilen Özgür Çelik ve yönetim kadrosu, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ara kararıyla görevden uzaklaştırıldı. Mahkeme, eski genel sekreter Gürsel Tekin’i geçici il başkanı olarak atadı ancak CHP, Tekin’i partiden ihraç etti. Ayrıca il ve ilçe kongresi takvimi durduruldu. Parti, 38. Olağan Kongre’nin iptali istemiyle açılan davanın 15 Eylül’deki duruşmasına hazırlanırken bu gelişmeleri “İstanbul depremi” olarak nitelendirdi.

Mahkeme, 38. Olağan İstanbul İl Kongresi’nde seçilen İl Başkanı ile İl Yönetim Kurulu Asıl ve Yedek Üyeleri, İl Disiplin Kurulu Asıl ve Yedek Üyelerinin yanısıra bu kongrede belirlenen 196 kurultay delegesinin tedbiren görevden uzaklaştırılmasına karar verdi. Ayrıca Gürsel Tekin, Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz ve Erkan Narsap’tan oluşan geçici kurulun, İstanbul İl Başkanı, İl Yönetim Kurulu ve İl Disiplin Kurulu yetkilerini kullanmak üzere görevlendirilmesine hükmedildi.

Yaşanan gelişmeler üzerine Devlet eski Bakanı ve CHP’li Mehmet Sevigen, CNN TÜRK canlı yayınında Kaan Temeltaş’a değerlendirmelerde bulundu. Sevigen, olayın beklenmedik bir şekilde yayıldığını ifade ederek şu görüşleri paylaştı: “Yönetim şimdiye kadar bir plan hazırlamadı; iki ihtimal var: kurultayla ilgili ya olumsuz ya olumlu karar çıkacak. Plan, bu süreçleri yönetecek kişilerin belirlenmesiyle olmalıydı.”

Sevigen, Gürsel Tekin’in tecrübesine atıfta bulunarak, “İyi niyetli bir çağrı ve ortak hareket çağrısı yapmalıydı” dedi. Ayrıca genel merkezdeki uzlaşının sağlanması için belediye başkanları ve eski il yöneticileriyle diyalog kurulmasının gerekli olduğunu vurguladı. Olaylar karşısında kimseden teslim olmamasını ve hukukun yoluyla sürecin tamamlanmasını önerdi.

İstanbul genel merkezi olmadan bile, mevcut yönetim “Gürsel Tekin’i ihraç ettik” gibi ifadelerle hareket edemeyeceğini belirtti. Sevigen’e göre, bu tür kararların bir süreç sonucunda verilmesi gerekiyor; ’’Bugün atama yok, yarın yetki belgesiyle hareket edilecek’’ şeklinde bir yaklaşım doğru değildir.

İstanbul’da sınıfta kaldınız ifadesiyle eleştiriler, atanmanın hemen ardından yapılan kararların yetkiyi kötü yönde kullanıma yol açtığını gösterdi. Mazbatayı bekleyen süreçte kamuoyunun güveninin sarsılmaması için şeffaflık ve diyalog şarttır.

“BU PARTİ ÖZEL’İN ÇİFTLİĞİ DEĞİL” ifadesiyle sürece yön verenler, partinin yönetiminde kurumsal denetimin önemine dikkat çekti. Partinin gençleşmesi hedefiyle, bütçe ve atamalarda adil ve hesap verebilir bir yol izlenmesi gerektiği üzerinde duruldu.