Inme için acil müdahale, erken rehabilitasyon ve teknolojideki gelişmeleri keşfedin. Hayatı kurtarmak ve iyileşmeyi hızlandırmak için bilgilendirici rehber.

İnme, aniden başlayan ve hızlı müdahale gerektiren ciddi bir durum olarak tanımlanıyor. Beyin damarlarında oluşan tıkanıklık ya da yırtılma nedeniyle hızla ilerleyen hasar, doğru zamanda müdahale edildiğinde büyük ölçüde azaltılabilir.
Uzmanlar, beyin damarlarındaki kesintinin süresi arttıkça kalıcı hasar riskinin de yükseldiğini belirtiyor. İlk 4,5 saat içinde damar içi pıhtı çözücü tedaviyle, bazı durumlarda 24 saate kadar ise mekanik trombektomiyle olumlu sonuçlar elde edilebiliyor. Ancak vakit kaybetmek tedavi şansını azaltır ve felç riskini artırır. Bu yüzden belirtiler fark edildiğinde en yakın inme merkezine ulaşmak ve hızlı bir 112 araması gerektiği vurgulanıyor.
FAST testi olarak bilinen hızlı farkındalık yöntemi, topluma ulaşmayı ve farkındalığı artırmayı amaçlar. Bu basit test sayesinde pek çok kişi hayatta kalabilir.
Yaşla birlikte damar sertliği ve pıhtılaşma eğiliminin artması, inmelerin yaklaşık %80’inin damar tıkanıklığıyla ilişkili olduğu gerçeğini değişmez kılar. Hipertansiyon, diyabet, kalp hastalıkları, ritim bozuklukları, yüksek kolesterol, sigara kullanımı ve obezite gibi faktörler riskleri belirler. Bunların kontrol altında tutulması, inme riskini önemli ölçüde azaltır. Yaş ilerledikçe damar sertliği ve pıhtılaşma eğilimi artması, özellikle 60 yaş üzeri bireylerde riskleri yükseltir. Ayrıca genetik yatkınlık ve stresli yaşam tarzı dolaylı risk unsurları arasında yer alır.
Hastanelerde inme merkezlerinde uygulanan hızlı bir tedavi süreci, acil servisten nöroloji bölümüne uzanan etkili bir algoritmayı takip eder. Acil durumda nöroloji ve radyoloji ekipleri eşzamanlı olarak bilgilendirilir; bilgisayarlı tomografi hızlıca yapılarak kanama dışlanır. Uygun hastalarda damar içi pıhtı çözücü tedavi başlatılır; gerekirse anjiyografik trombektomi uygulanır. Tedavi sonrası hastalar inme ünitesi veya yoğun bakımda izlenir. Bu süreç hastanemizde 7/24 sürdürülür.
Erken rehabilitasyonın önemi üzerine yapılan vurgu, iyileşmenin kalitesini belirleyen en kritik faktörlerden biri olarak öne çıkıyor. Hastanın tıbbi durumu stabilize olduğunda mümkün olan en erken dönemde başlanan rehabilitasyon, kas sertliğini, eklem kısıtlılığını, bası yaralarını ve akciğer enfeksiyonlarını önlemeye yardımcı olur. Bu erken süreler, beyin kırıklarının yeniden öğrenilmesi için beyin plastisitesinin en yüksek olduğu döneme denk gelir. Doğru egzersizler, kaybolan fonksiyonların diğer alanlar üzerinden yeniden öğrenilmesini sağlar.
Hastaların tedavi planları bireyselleştirilir ve çeşitli değerlendirme araçlarıyla iyileşme düzeyleri izlenir. Brunnstrom Evreleme Sistemi, Fonksiyonel Bağımsızlık Ölçeği (FIM) ve Fonksiyonel Ambulasyon Skalası (FAS) gibi ölçütler, denge ve spastisite gibi durumları takip etmek için kullanılır. Bu sayede rehabilitasyon süreci standartlara uygun şekilde yönetilir.
Teknolojinin rehabilitasyon üzerindeki etkisi son yıllarda belirgin biçimde artmıştır. Robotik yürüme sistemleri, hastaların güvenli bir ortamda tekrarlı yürüyüş pratiği yapmasına olanak tanır ve beynin öğrenme kapasitesini güçlendirir. Kol ve el hareketlerini hedefleyen robotik sistemler, üst ekstremite fonksiyonlarının geri kazanımında önemli kazanımlar sağlar. Ayrıca sanal gerçeklik uygulamaları, motivasyonu artırırken egzersiz tekrarlarını da çoğaltır. Bu teknolojiler, inme rehabilitasyonunda büyük bir dönüm noktası olarak görülüyor.
Rehabilitasyonun başarısı, yalnızca tıbbi müdahaleyle sınırlı değildir; motivasyon ve aile desteği de tedavi sürecinin ayrılmaz parçalarıdır. Rehabilitasyon süresinin uzun olması nedeniyle, hastalar için süreklilik ve destek hayati öneme sahiptir.