İncesu’da bir annenin çaresizlikle mücadele ettiği, oğlunun hayat mücadelesini anlatan dokunaklı ve etkileyici hikaye. Detaylar için tıklayın.
Yılmaz ailesinin büyük acılarını paylaşan Ümmühani Yılmaz, “Yıl 1992’ydi, İstanbul’da tren kazasında eşimi kaybettim. Dört çocuğumla yalnız kaldım. Oğlum Mesut, 2009 yılının 27 Mart’ında ciddi bir hastalıkla mücadele etmeye başladı. Kanser belirtisi gösterince doktora gittik, yapılan tetkiklerde beyninde tümör olduğunu öğrendik. Ameliyat sonrası felç geçirip yatağa mahkum oldu. Tümör alınmasına rağmen, hastalık ilerledi ve bu durum bizim hayatımızı altüst etti” diyerek yaşadıklarını anlattı.
Oğlunun bakımını üstlenen sevgi dolu anne, günlük yaşamını şu sözlerle dile getiriyor: “Ben genellikle uyanık kalırım. 16 yıldır yatağımı hiç rahatça yatıp kalkmadan geçiriyorum. Kıyafetlerimle yatıp kalkıyorum çünkü herhangi bir acil durumda hemen müdahale etmem gerekiyor. Allah’tan korktuğum için kıyafetlerimle uyuyorum ve kalkıyorum. Uyanır, ‘Anne’ diye seslenir. Sonrasında su ister, suyunu veririm. Elini yüzünü siler, çayını hazırlar, birlikte içeriz. Yemeğini yedirir, televizyon kumandasını eline alır ve YouTube’da videolar izler. Öğrenmek istediği bir konu varsa bana sorar, ben de ona yardımcı olmaya çalışırım. Bu hayatı kabullenmiş durumdayız ve onun mutluluğu için elimizden geleni yapıyoruz” şeklinde duygularını paylaştı.
Oğlunun hastalığını başlangıçta bilmediklerini ve buna alışmakta zorlandıklarını belirten anne, “İlk başta beyninde tümör olduğunu bilmiyorduk. Doktorlara götürdük, çeşitli uzmanlara muayene ettik. Beynini sıktırınca, Mesut’ta saldırganlık ve öfkeli davranışlar başladı. Akşam olunca yatarken evdeki demir aletleri saklar, onu sakinleştirmeye çalışırdım. Bu zor günlerimiz çok oldu. Allah kimseye böyle bir yaşamı yaşatmasın, ama kader böyleymiş. Doktorlar, ‘Vücut fonksiyonları ölü, beyincik ölmüş, emir vermiyor’ dediler. Yürüme yeteneği tamamen kayboldu. Keşke yürüse de biraz hareket edebilseydi, ama hayat böyle bir gerçek. Ne yapabiliriz ki? Tüm annelerin ve herkesin Anneler Günü kutlu olsun. Allah kimseye böyle bir evlatla yaşamı nasip etmesin. Annelik kutsal bir görev ama bazen çok zor. Akranlarını görünce içim içime sığmıyor, benim de çocuğum da içleniyor. İşte böyle bir hayat içindeyiz ve bu yaşamın farkındayız. Anneler Günü’nü kutluyoruz” ifadelerini dile getirdi.