İMÇ’de Ateşin Dönüştürücü Dili: Güney Kore’den İstanbul’a taşınan serginin öyküsünü keşfedin, sanatla toplumsal dönüşümü bir araya getiriyor.
İstanbul’un Unkapanı’ndaki İMÇ kompleksindeki galeriler, geçmişin izleriyle bugün arasındaki gerilimi yeniden kuruyor. Güçlü bir fikir etrafında şekillenen bu yeni sanat projesi, Gwangju Bienali’nin izlerini taşıyan ve KOFICE’nin Touring K-Arts programıyla İstanbul’a getirilen bir buluşmayı sunuyor. Burada sürpriz bir gezici sergiden çok, kavramsal bir ateşin yeniden tutuşturulduğu bir alan söz konusu.
Kalıntıların anlamı başlığı altında bir araya gelen sanatçıların işleri, mekânda iki odalık bir kurgu içinde seyirciyle buluşuyor. Gwangju’daki su temasından ilham alan bu seri, Lotus Sutra’daki Yanan Ev Meseli’nden esinlenerek, binlerce metre kumaş arasında İstanbul’da yeniden kıvılcım kazanıyor. Ateş, artık sadece bir tema değil; yok ederken dönüştüren, formu yakarak anlamın kalıntılarını açığa çıkaran bir süreç olarak kurgulanmış durumda.
İMÇ’nin beşinci bloğunda yer alan alanda alüminyum folyodan yapılan perdeler, dumanı andıran geçirgen yüzeyler halinde gizlemeyle açığa çıkarmayı bir araya getiriyor. Mekân, sanatçılarla birlikte yanarak çoğalan bir organizma gibi çalışıyor. Jihoo Lee’nin yas ritüeli ile Jihee Kim’in ‘hafiflik bedeni’ni içeren işler, ateşin yıkımında saklı olan sürekliliği araştırıyor. Park’a göre İstanbul, bu serginin bir palimpsest’i; Gwangju’da yazılan katmanların üzerine yeniden yazılan, benzer ve ayrı yüzeylerin birleştiği bir yapı.
İMALAT-HANE’nin kurucusu Bora Gürarda, serginin hazırlık sürecini şu sözlerle özetliyor: “Burada gördüğünüz tüm materyal, formlar ve eserler, serginin ana kavramı olan ateş, yanma ve ateşin dönüştürme gücünden ilham aldı.”
İkiliğin ötesindeki bütünlük başlığı altında da dokunan bu proje, Budist düşüncedeki buli anlayışını—ikiliklerin ötesinde bir bütünlük—hatırlatıyor. İMÇ’nin katmanlı geçmişi, serginin zeminine yeni bir boyut katıyor; bir zamanlar ticaretin merkezi olan yapı bugün sanatın dönüşüm alanı olarak yeniden inşa ediliyor. Bu dönüşüm, hem bir sergi hem bir süreç olarak, kaybın içinden filizlenen bir varoluş önerisi sunuyor ve izleyiciye, ateşin yeniden doğurduğu anlamları taşıma görevi yükler.