İmamoğlu Duruşması: Yargı sürgünü ve bilirkişi tartışmalarıyla gündemdeki süreçte yaşanan gelişmeleri özetleyen analizli bir bakış.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekrem İmamoğlu hakkında 27 Ocak’taki basın toplantısında görevli bilirkişiyi hedef göstermesi nedeniyle soruşturma başlattı. İlk duruşmada Savcıların iddiaları karşısında artık savunmasını sürdüren İmamoğlu, yargının akışına dair eleştirilerini paylaştı ve sözlerini, Türkiye’nin insanlık onuru için verilen mücadeleye bağladı.
“Yargı görevini yapanı etkilemeye çalışmak” suçlamasıyla ilgili olarak, İmamoğlu’nun savunması, yargı mekanizmasının işleyişine dair tartışmaları gündeme taşıdı. Silivri Cezaevi yerleşkesindeki salonun yeterliliği nedeniyle duruşmanın planlanan İstanbul Adalet Sarayı yerine başka bir mekanda gerçekleşmesi eleştirildi.
Duruşma sırasında İmamoğlu, savunmasında kalbinin Gazze’deki masumlar ve insani yardım filosuna yöneldiğini ifade ederek, çocukların yaşamını ve temel insani değerleri savunan bir duruş sergiledi. Ayrıca bilirkişi meselesinin pek çok yönden kritik olduğunu vurguladı ve iddia metninin kendisini ve partisinin aleyhine nasıl kaleme alındığını sorguladı.
İmamoğlu, savcılığın başka bir soruşturmayı mevcut iddianameye ekleme girişimini eleştirirken, “Nüfusumla nasıl bir etki kurmayı hedefliyorlar?” sorusunu dillendirdi. Yargı organlarının ve hükümete bağlı bazı aktörlerin başbakan, bakanlıklar ve parti tabloları önünde konumlanışlarını örnek gösterdi ve bu görüntülerin ülkedeki adalet algısını nasıl etkilediğini sorguladı.
Ses kaydı gibi aktarımlara değinen İmamoğlu, dünyanın dört bir yanındaki benzer örnekleri hatırlatarak, eleştiri ve ifade özgürlüğünün önemine vurgu yaptı. Bütün bunlar ışığında “Hakim karşısında açık bir hesap sorma” konusunun altını çizdi ve adaletin şeffaflığı üzerine konuştu.
DURUŞMA ERTELENDİ ve eksik hususların tamamlanması için duruşma 12 Aralık’a ertelendi. İmamoğlu’nun 27 Ocak’taki konuşmasının içeriğinin de dosyada yer almasına karar verildi; bilirkişinin dinlenmesi talebi ise reddedildi.