Okullarda artan şiddet ve taciz iddialarını ele alan kapsamlı analiz; güvenli eğitim ortamları için farkındalık ve çözüm önerileri sunar.

Son dönemde okullarda görülen akran zorbalığı ve öğrenci şiddeti haberlerinin sayısı artarken, taciz ve dijital baskılar da gündemin merkezine oturdu. Türkiye’nin çeşitli illerindeki okullarda yaşanan olaylar, fotoğraf çekimi ve dijital ortamda uygunsuz içeriklerin paylaşılması gibi vakaların artışına işaret ediyor ve eğitim kurumlarında güvenlik ile saygı konularını yeniden sorguluyor.
İstanbul Erkek Lisesi’nde iddiaların merkezinde 11. sınıf öğrencileriyle 9. sınıf yatakhanesinde yaşandığı öne sürülen büyük bir saldırı tartışmaya yol açtı. Olayın sosyal medyada “kız meselesi kaynaklı bir gerilim” olarak yorumlandığı belirtilirken, okul içindeki veliler ve öğrenciler farklı ihtimaller üzerinde duruyor. Başlatılan soruşturma çerçevesinde, 9. sınıftaki bazı erkeklerin 500’ü aşkın maddelik bir listeyi kız öğrencileri hedef alacak şekilde hazırladığı ve bu listeyi günlük olarak diğer öğrencilere ilettiği iddiaları gündeme geldi. Ayrıca grubun kart kopyalama ile güvenlik nedeniyle alt katlara inme, kamera odasına izinsiz erişim ve kız öğrenci yurtlarına dair görüntüleri ele geçirme çabaları olduğuna dair suçlamalar da konuşuluyor.
Kız öğrenciler ve velileri kaygılı Okuldaki kız öğrencilerin aileleri, yaklaşan tehditleri ciddiye alıyor. Bir veli, “Olaylar sanki sadece bir kız meselesiymiş gibi gösteriliyor; ancak gerçek durum bu değil. Özellikle üstün sınıfların astlarına karşı tutumları kızları ciddi biçimde rahatsız ediyor” diyor. Aynı zamanda öğrenci aile birliği, konunun tarafsız ve dikkatli bir şekilde ele alınması için çağrıda bulunuyor; tüm çocukların dinlenmesi ve her ayrıntının titizlikle incelenmesi gerektiğini vurguluyor.
Velilerden toplu tepki ve dilekçeler Darp iddialarıyla ilgili aileler, çocuklarının bıçak ve muşta gibi aletlerle zarar gördüklerini ifade ediyor ve bu iddiaların gerçekle bağdaşmadığı gerekçesiyle karşı tarafı suçlarken, olayı duyuran öğrencinin aktardıkları üzerinden oluşturulan bir liste bulunduğunu savunuyorlar. Aileler, olayın adil bir şekilde aydınlatılması ve gerekli önlemlerin alınması için okula dilekçeler göndermeye devam ediyor. Ayrıca bazı öğrencilerin farklı okullara yönlendirilmesiyle ilgili endişeler de dile getiriliyor.
Yapay zeka ile yaşanan başka bir vaka İzmir Buca’daki Sultan Alparslan Anadolu Lisesi’nde, bir erkek öğrencinin tüm öğretmen ve öğrencilerin fotoğraflarını yapay zekâ ile müstehcen içerik haline getirmesi vakası da güvenlik endişelerini artırdı. Bu tür olaylar, dijital ortamda baskı kurmanın nasıl hızla yayılabildiğini ve okul topluluklarını nasıl etkileyebildiğini gösteriyor.
Bu gelişmeler ışığında okulların güvenlik protokolleri, öğrenci davranışları ve dijital iletişim konusunda kapsamlı incelemeler yapılması kamuoyu tarafından bekleniyor. Çocukların güvenliği ve sağlıkla eğitim almaları için tüm paydaşların ortak sorumluluğu büyük olarak vurgulanıyor.