İç Anadolu’da kadına yönelik şiddete karşı kurumsal uyum ve uygulama alanları; KDK raporundaki içerikler etkili mücadele rehberi.

Kadına yönelik şiddetle mücadelede kurumsal uyumun güçlendirilmesi amacıyla Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) tarafından hazırlanan çalışma, kurum içi ve toplumla kurulan diyaloglar üzerinden yürütülen çalışmaların sonuçlarını paylaşıyor. Kamu Başdenetçisi Mehmet Akarca, KDK’nin insan haklarını koruma ve geliştirme yönündeki rolünü, anayasal yetkileri çerçevesinde insan haklarına dayalı adalet anlayışına uygunluk incelemeleri ile öneri geliştirme faaliyetleriyle özetledi. Ayrıca, yalnızca şikayetlere bağlı kalmayan kurum içi özel raporlar üretme sorumluluğunun altını çizdi.
Rapor, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Eylem Planları ile İnsan Hakları Eylem Planı’na katkı sağlama amacıyla kaleme alındı. Akarca, Türkiye’nin şiddet oranlarını düşürmeyi hedeflediğini vurgulayarak, saha çalışmaları kapsamında İstanbul, Ankara, Konya, Kayseri, Eskişehir, Aksaray, Kırıkkale, Çankırı ve Eskişehir’e yönelik ziyaretler gerçekleştirdiklerini ve yaklaşık 200 görüşme yaptıklarını belirtti. Bu çalışmaların odağında kadına yönelik şiddetin sadece özel hayatın veya aile içi meseleler olduğunun ötesinde, insan onuru, yaşam hakkı, adalet ve toplumsal barışa yönelik en ağır ihlallerden biri olduğunun vurgulanması yer aldı.
“Kadına yönelik şiddet, insan onuruna yönelen bir saldırı ve yaşam hakkının gaspıdır; toplumsal barışa zarar veren bir suç olarak kabul edilmelidir.” sözleriyle ifade edilen duruş, şiddetle mücadelede tek bir kurumun yeterli olmayacağı, tüm kurumların ortak sorumluluk taşıması gerektiğini hatırlatıyor. Şiddetle mücadelede
“ŞİDDETİ GÖRMEZDEN GELEN YAKLAŞIMI KABUL EDEMEYİZ” başlığı altında da bütün kamu, yargı, kolluk kuvvetleri, sosyal hizmetler, sivil toplum ve medya kurumlarının kadına destek olduğunu hissettirme görevinin altını çizdi. Akarca, zihniyet dönüşümünün bu mücadelede kritik olduğu görüşünü paylaştı ve şu cümlelerle sözlerini tamamladı: Kadınların güvenliğini sağlamanın, çocukların daha mutlu büyümesini desteklemenin ve demokrasinin güçlenmesinin ortak sorumluluk olduğuna işaret eden taraflar olarak, “Şiddeti görmezden gelen, hafifleten veya erteleyen hiçbir yaklaşımı kabul etmeyiz.” Karanlıkta kalan her mağdur için daha güçlü bir dayanışma ve eylem çağrısı yapıldı.
Programın sunum kısmında Kamu Denetçisi Fatma Benli Yalçın, rapora ilişkin bir sunum gerçekleştirdi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Leman Yenigün, TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu Başkanı Hulki Cevizoğlu ile birlikte çeşitli milletvekili ve sivil toplum temsilcileri programda yer aldı. Böylece, kadına yönelik şiddetle mücadelede daha bütüncül ve entegre bir yaklaşım için farklı aktörler arasındaki iletişim ve işbirliği güçlendirilmiş oldu.