Türkiye’nin yol haritası: Hedef Net Sıfır Emisyon için sürdürülebilir, dayanıklı ve yenilikçi asfalt yolları çözümleriyle karbon etkisini azaltın.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 9. Ulusal Asfalt Sempozyumu ve Sergisi’nin açılışında konuştu. Sempozyumun temasını hatırlatarak, küresel pandemi sonrası dönemde yolun net bir hedefle ilerlediğini belirtti: “Hedef Net Sıfır Emisyon: Sürdürülebilir ve Dirençli Asfalt Yollar.”
YOL MEDENİYETTİR ifadesiyle asfaltın toplumsal hafızadaki yerini ve halkın gündelik yaşamındaki etkisini aktaran Uraloğlu, bir yola “asfalt yol” denildiğini, diğerine ise “şose yol” denildiğini şu örneklerle açıkladı: Eskiden Keçiören’de iki ana arterin farklı malzemelerle adlandırılması halk nezdinde bir yaşam biçimini işaret etmiş. Zamanla tabelalar değişse de, vatandaşlar hâlâ şoförlerden “Beni Asfalt yolundan alın” diye talepte bulunur; bu kelime oyunları asfaltın bir semt adı gibi anılmasına neden olmuş. Şair Orhan Veli’nin dizelerini hatırlatan Uraloğlu, asfaltın konforunun yükseklik kazandığı bir dönemde, yol medeniyettir ifadesinin gerçek anlamını her zamankinden daha net gördüğümüzü belirtti. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ve AK Parti hükümetlerinin hizmet odaklı yaklaşımıyla bu tablo artık geçmişte kaldı ve bugün burada, 9. Ulusal Asfalt Sempozyumu’nda, iklim dostu, uzun ömürlü, geri dönüştürülebilir ve net sıfır emisyon hedefiyle üretim yapan bir gelecek vizyonu öne çıkıyor.
KARAYOLLARINA 180 MİLYAR DOLAR YATIRIM başlığı altında son 23 yılda Türkiye’nin ulaşım altyapısına harcanan yaklaşık 300 milyar doların detayları paylaşıldı. Karayollarına yapılan yatırımın yaklaşık 180 milyar dolar olduğu belirtilirken, bölünmüş yol uzunluğunun 6.101 kilometreden 30.014 kilometreye, Bitümlü Sıcak Karışımlı yol ağının 8.591 kilometreden 32.708 kilometreye yükseldiği açıklandı. Tünel, köprü-viyadük ve otoyol uzunluklarındaki önemli artışlar da aktarıldı ve yol yapımında elde edilen ilerlemenin somut rakamlarla vurgulandığı vurgulandı.
TÜRKİYE SON 10 YILDAKİ OTOYOL ARTIŞ HIZINDA AVRUPA’DA BİRİNCİ ifadesiyle Türkiye’nin otoyol uzunluğu açısından Avrupa’da altıncı konumda olduğu, ancak artış hızında zirvede olduğu belirtildi. 2028 hedefleri doğrultusunda bölünmüş yol uzunluğunun 31.250 kilometre, otoyol uzunluğunun ise 4.330 kilometreye çıkarılması öngörüldü. Türkiye’nin hızlı yol bakım-rehabilitasyon projeleriyle güvenli ve kesintisiz ulaşımı sağlamaya odaklandığı vurgulandı. Japonya, ABD ve Avrupa’da da benzer bütçeli yatırımların, sürdürülebilir yol altyapısının ülkelerin rekabet gücüne katkısının farkında olunduğu belirtildi.
“YOL ÖMÜRLERİNİ UZATTIK, BAKIM MALİYETLERİNİ DÜŞÜRDÜK” çerçevesinde Karayolları Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü hızlı asfalt yenileme projeleriyle trafikte karşılaşılan zaman kaybının minimize edildiği ifade edildi. Bu süreçte, kalıcı deformasyonlara karşı dayanımlı Taş Mastik Asfalt gibi modern kaplama tekniklerinin kullanımının artırıldığı, çevreye duyarlı suda bazlı astar emülsiyonları ile rekabetçi ve az riskli çözümlerin benimsenmesinin hedeflendiği belirtildi. Ayrıca, Ar-Ge odaklı yaklaşım ile yüksek performanslı BSK kaplama türleri ve bitümlü bağlayıcılar sayesinde yol ömürlerinin uzatıldığı ve bakım maliyetlerinin düşürüldüğü aktarıldı.
“GERİ KAZANILMIŞ ASFALTIN ALTERNATİF HAMMADDE OLARAK KULLANIMINA YÖNELİK MEVZUAT ÇALIŞMALARIMIZI HIZLANDIRIYORUZ” bölümünde, döngüsel ekonomi temelinde doğal kaynak kullanımını azaltmayı hedefleyen çalışmaların altı çizildi. Geri kazanılmış asfaltın kullanımına dair mevzuat çalışmalarının hızlandırıldığı ve düşük emisyonlu malzemeler ile teknolojiler için yeşil finansmanın teşvik edildiği kaydedildi. Bakanlık, ömür döngüsü maliyetini düşüren sürdürülebilir ve dirençli inşaat tekniklerini desteklemeye devam edeceğini belirtti.
“ASFALT ÜRETİMİNDE ENERJİ TASARRUFU SAĞLAYAN, EMİSYONLARI AZALTAN ILIK KARIŞIMIN YAYGINLAŞMASINI DESTEKLİYORUZ” ifadesiyle, 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda enerji verimliliği odaklı üretim ve uygulama süreçlerinin yaygınlaşması için çalışmalar sürdürülüyor. Akıllı enerji yönetimi ve otomasyonla, karbon ayak izini azaltan teknolojik gelişmelerin desteklendiği ve ılık karışımın kullanımının teşvik edildiği paylaşıldı. Sürdürülebilir ulaştırmanın yalnızca çevresel bir gereklilik olmadığı, aynı zamanda teknolojik yenilikler ve ekonomik verimlilik açısından da kritik bir fırsat olduğuna vurgu yapıldı. Türkiye’nin altyapı yatırım serüveninin, sürdürülebilir ve iklim dostu ulaşım alanında da örnek bir dönüşüm ortaya koyacağı ifade edildi.