Fakat istatistikçi Abraham Wald
bu görüşe itiraz eder ve tam tersini söyler:
“Zırhı, mermi deliklerinin olmadığı yerlere;
motor ve kokpit kısmına koymalısınız.“
İnsanların algıları manipüle ediliyor; hakikati söyleyenler susturulurken hakikati gizleyenlerin, ters yüz edenlerin önü açıla açıla yol veriliyor, yol aldırılıyor; hem belki de nereye götürüldüğünü ve neden coşturulduğunu hiç bilemeden yorulana değin yahut misyonu bitene kadar da koşturuluyor.
Nokta.
Bir duruşu olanları kimse manipüle de edemez, mantıksal hata da yaptıramaz. Cehalet bilgiyi reddetmektedir, farkındalık bilgiyi kabul etmektir. Cehalet uyuşturur, farkındalık acı verir. Bilginin ve bilgenin verdiği farkındalık içinde olanı kimse manipüle edemez, mantıksal bir hata da yaptırmaz. Sizi manipüle edemeyen herkesin gözünde ya deli ya velisinizdir. Çünkü ruhunuzun, zihninizin, gönlünüzün ve tüm varlığınızın evet dediğine ‘evet’, hayır dediğine ise ‘hayır’ diyorsunuz. …
Hayatta Kalma Yanılgısı (Survivorship Bias), mantıksal bir hatadır. Bu, veri analizi yaparken sadece başarılı olanlara odaklanıp, başarısız olanları göz ardı etme durumudur. Bu mantıksal hata, eksik veriye bakarak aşırı iyimser veya yanlış sonuçlar çıkarmamıza neden olur. Çünkü başarısız olanlar görünmezdir, içine kapanmıştır ve sessiz kalırlar.
Konuya dair en akla gelen örnek, İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD ordusu, savaştan geri dönen uçakları inceleyerek zırhlarını güçlendirmek ister. İstatistikçiler, geri dönen uçakların üzerindeki mermi deliklerini analiz ederler. Görürler ki mermiler en çok kanatlarda, kuyrukta ve gövdenin orta kısmında toplanmıştır. Ordu şu karara varmak üzeredir: “Mermilerin en çok isabet ettiği bu bölgeleri (kanatları) daha fazla zırhla kaplayalım.” Fakat istatistikçi Abraham Wald bu görüşe itiraz eder ve tam tersini söyler: “Zırhı, mermi deliklerinin olmadığı yerlere; motor ve kokpit kısmına koymalısınız.“ Çünkü inceledikleri uçaklar, vurulmalarına rağmen geri dönebilmiş olanlardır. Bu uçaklar kanatlarından vurulsa bile uçmaya devam edebilmiştir. Ancak motorundan veya kokpitinden vurulan uçaklar geri dönememiş, savaş alanında düşmüş, orada kalmıştır. Ordu, sadece hayatta kalanları incelediği için en kritik yerlerden vurularak düşenleri hesaba katmamıştır.
Bu yanılgıyı günlük hayatın olağan akışında, her yerde sıkça görüyoruz. Mesela ‘okulu bırakan milyarder’ efsanesi yazılır, çizilir! Mark Zuckerberg, Bill Gates veya Steve Jobs gibi üniversiteyi yarıda bırakarak zengin olan insan hikayeleri hep konuşulur. Bu bir söylenti, ‘okumaya gerek yok, okulu bırakırsan başarılı olursun’ gibi bir mantık hatası, yanlış bir algı ve yanılgı meydana getirir. Okulu bırakıp yanlış yollara sürüklenen, başarısız olan veya normal bir hayat yaşayan insanları kimse görmüyor; çünkü onların hikayesi dünya basınına çıkmıyor, çıkamıyor yahut çıkartılmıyor. Acaba neden sadece başarılı olanlar dünya gündeminin üstünde tutuluyor?
Mesela ‘eskiden her şey daha sağlamdı’ yanılgısı! Eski binalara veya yirmi yıllık buzdolaplarına bakarak eskiden ne kadar kaliteli üretim yapılıyormuş, şimdikiler hemen bozuluyor demek insanları yanıltır. Eskiden üretilip üç, beş yılında bozularak çöp olan milyonlarca kalitesiz eşyayı görmüyoruz, sadece bugüne kadar gelmiş en sağlam olanlara bakarak hüküm veriyoruz. Bu bağlamda kullanılan ‘eskiden her şey daha güzeldi’ yanılgısı da var! Geçmişe dair iyi, güzel ve doğru olanları hatırlıyoruz; kötü, çirkin, yanlış olanları görmüyoruz bile, göremiyoruz, görmek istemiyoruz. Peki neden?
Mesela ‘başarılı şirket’ analizleri, sayfa sayfa anlatılırken aynı veya daha fazla özellikleri taşıyıp da piyasadan silinen, ismi unutulanların hikayesi söz konusu bile edilmiyor.
DEVAM EDİYOR…