Emekli kadınların hayallerini gerçeğe dönüştüren ilham verici hikayesiyle başarı ve azim dolu yaşam yolculuğunu keşfedin.
Uzun yıllar boyunca camcılık mesleğinde eşiyle birlikte emek veren ve iki çocuk annesi olan 54 yaşındaki Kızılkaya, emekliliğin tadını çıkarırken aynı zamanda yeni bir hayale adım attı. Üniversite hayalini gerçekleştirmek için tam üç yıl boyunca çeşitli sınavlara hazırlandı ve sonunda Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) katıldı. Aldığı yüksek puan sayesinde şehir dışındaki dört yıllık bölümlere başvurma hakkı kazandıysa da, ailesinden uzak kalmamak adına tercihlerini Kocaeli Üniversitesi Ali Rıza Veziroğlu Meslek Yüksekokulu İşletme Yönetimi Bölümü’nden yana kullandı. Bu tercih, onun azmini ve kararlılığını gösteren önemli bir adım oldu ve birincilikle mezun olmayı başardı.
Daha sonra, Dikey Geçiş Sınavı (DGS) sayesinde Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nin İşletme Bölümü’ne yerleşti ve uzaktan eğitimle eğitim hayatını sürdürdü. Bu süreçte, kadın girişimcilerin kurduğu Dane Riz Kadın Girişimi Üretim İşletme Kooperatifi’nde aktif olarak üretime katıldı. Bu kooperatif, onun yeni bir kariyer ve yaşam alanı açmasına vesile oldu.
Yıllar önce ehliyet almasına rağmen araç kullanma konusunda kendine güvenemeyen Kızılkaya’nın bu konuda en büyük destekçisi, kooperatifin Yasemin ablası oldu. Yasemin abla, yüksekokul döneminde okula gidip gelmek için yeniden eğitim alarak otomobil kullanmaya başladı ve her gün arkadaşlarını seraya götürerek hem ulaşımını hem de bağımsızlığını kazandı.
Kızılkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversite hayalini evlilik, çocuklar ve çalışma hayatı nedeniyle ertelediğini, ancak her zaman bu hayale ulaşma arzusu olduğunu belirtti. Arkadaş ortamında sınava başvurunun son günü olduğunu öğrenince, çocuklarıyla birlikte sınava başvuruda bulunduğunu anlattı. İnsanların kendisine “Giremezsin, başaramazsın” dediğini, kendisinin ise “Liseyi bitireli 35 yıl olmuş, çok çalışmam lazım” diyerek cesaretle yola çıktığını ifade etti. “Ne kaybederim ki? Bu benim hayalim, kaybedecek bir şeyim yok,” diyerek sınava katıldı.
İki yıllık örgün eğitimi tercih eden Kızılkaya, 4 yıllık üniversiteleri de kazanma şansı olduğunu ancak şehir dışına çıkmak istemediği için bu seçeneği tercih etmedi. Şehirde kalıp, iki yıllık eğitimini tamamladıktan sonra okulunu birincilikle bitirdi ve ardından açıköğretim programına geçti. Bu sürecin kendisi için zor olduğunu belirten Kızılkaya, okuldan mezun olduğunda duygularını şöyle dile getirdi: “Ağladım, çok üzüldüm.”
Sınıf arkadaşlarının kendi çocuklarıyla neredeyse aynı yaşta olduğunu hatırlatan Kızılkaya, sınıfa ilk girişinde kendisini akademisyen zannettiklerini ve bu durumun kendisini oldukça şaşırttığını dile getirdi. Ayrıca, etrafından gelen baskılar nedeniyle “yapamayacağım korkusu” yaşadığını belirtti. “Çalıştım ama gece gündüz değil, normal çalışma temposuyla. Birinci olacağımı düşünmedim ama birincilikle mezun oldum,” diyerek kendisinin bile beklemediği başarıyı elde etti.
Okula giderken otobüs kullanmanın zor olduğunu ve 20 yıl önce ehliyet almasına rağmen kendisini araç kullanmayı öğrenmediği için bu konuda çekingen hissettiğini anlatan Kızılkaya, yeniden eğitim alarak otomobil kullanmayı öğrendi ve şu anda kooperatifteki arkadaşlarını güvenle taşıyor.
Çocuklarının ve arkadaşlarının desteğiyle kurulan Kadın Kooperatifi’ne katılmasıyla birlikte, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen “Ata Tohumu” projesi kapsamında faaliyetler başladı. Bu proje sayesinde, kadınlar olarak tohumların nasıl ekilir, muhafaza edilir, sulanır ve fide haline getirilir gibi temel bilgileri öğrendiklerini vurguladı. “Üç yıldır bu projede aktif olarak yer alıyoruz ve çok güzel ilerleme kaydediyoruz,” diyerek bu deneyimi paylaştı.
Gençlik yıllarında hep üniversite hayali kurduğunu anlatan Kızılkaya, kendisini sürekli olarak kendini geliştirmeye adadığını ve bu başarıyla kendini ispat ettiğini söyledi. Ayrıca, herkese “Yapamam” dememelerini ve denemekten vazgeçmemelerini tavsiye etti. “Ne kaybederim ki? Herkes yapsın, ben yaptıysam herkes yapar,” diyerek, iletişim ve işbirliği becerilerinin gelişmesine de katkıda bulunduğunu belirtti.