Hamilelikte kaşıntı normal mi, riskli mi? ‘El içi ve ayak tabanı bir alarm’

Hamilelikte karşılaşılabilecek kaşıntı, pek çok farklı nedenden kaynaklanabilir. Bebeğin büyümesiyle cildin gerilmesi, hormon değişikliklerinin yol açtığı cilt kuruluğu, kullanılan parfümler ya da bazı kumaşlara karşı cilt hassasiyeti bu durumun bazı örnekleridir. Hormonlar kan dolaşımını etkilediği için kaşıntı tetiklenebilir. Ayrıca kaşıntılı ürtikeryal papüller ve gebelik plakları (PUPPP) olarak adlandırılan döküntüler, genellikle geç hamilelikte oluşabilir ve çatlaklar çevresinde ortaya çıkabilir. Gebelikte görülebilen prurigo türü de kollarda, bacaklarda veya karında kaşıntılı şişlikler olarak kendini gösterebilir. Daha ciddi bir olasılık ise kolestazdır; bu durum karaciğerde safra asitlerinin birikmesiyle oluşur ve yoğun kaşıntıya yol açabilir.

Geçmeyen kaşıntı, kolestaz habercisi olabilir— Vücudun hangi bölgelerinde kaşıntı olduğunun önemi büyüktür. Özellikle göbek ve göğsün üst kısmında cildin değişen yapısı nedeniyle sık karşılaşılan bir durum olmakla birlikte, karın, kollar ve bacaklarda yoğun kaşıntı fark ediliyorsa dikkat etmek gerekir. Hamilelik sırasında yoğun veya uzun süreli kaşıntı ortaya çıktığında doktora başvurulması önemlidir. Özellikle son 3 ayda artan ve gerilemeyen yoğun kaşıntı ile el içi ve ayak tabanında da baskın belirtiler varsa alarm gerektirebilir.

DİKKATLE TAKİP EDİLMESİ GEREKİYOR ÇÜNKÜ… Gebelik kolestazı, gebelik süreciyle sınırlı bir durum olup, karaciğerin safra yollarında işlev bozukluğuna bağlı olarak kandaki safra asitlerinin artmasıyla ortaya çıkar. Bu şikayetlerin başında, ciltte döküntü veya kızarıklık olmadan yaşanan yoğun kaşıntı gelir. Risk faktörleri arasında 35 yaşın üzerinde olmak, çoğul gebelik, hepatit C gibi karaciğer enfeksiyonları, karaciğere zarar veren zehirlenmeler ve daha önce gebelik kolestazı geçirmiş olmak bulunur. Belirtiler ise koyu renkli idrar, açık renkli dışkı, gözlerde sarılık, iştah kaybı, bulantı ve karın ağrısıdır. Bu belirtiler görüldüğünde erken tanı için mutlaka doktora başvurulmalıdır. Gebelik kolestazı, ölü doğum, bebekte gelişim geriliği, erken doğum ve doğum sonrası solunum sıkıntısı gibi ciddi riskler taşıyabilir; bu nedenle yakından takip edilmesi gerekir. Amerikan Jinekoloji ve Obstetri Derneği (ACOG), tanı konulan anne adaylarının 37. haftada doğurtulmasını ve takip sürecinde eksik vitamin ile minerallerin tamamlanmasını önermektedir.

Kaşıntıyı azaltmak için cildinizi nemli tutun Hamilelikte kaşıntıyı hafifletmenin çeşitli yolları vardır. Kimyasal maddelerle cildi tahriş etmekten kaçınmak için parfüm ve deterjanları değiştirmek faydalıdır. Bol ve rahat kıyafetler için doğal kumaşları tercih etmek, cildin nefes almasını sağlar ve ısıya bağlı döküntüleri azaltır. Kuru cildi yatıştırmak için yoğun nemlendiriciler kullanmak önemlidir; zeytinyağı, Hindistan cevizi yağı, shea yağı veya badem yağı gibi ürünler tercih edilebilir. Ayrıca nemlendirici kremlerle cildin gerginliğini azaltabilir, bol su içerek cildin nemli kalmasını sağlayabilir ve ortamın serin-nemli olmasına özen göstermek kaşıntıyı hafifletmede yardımcı olur.