Kadınlarda sık görülen halluks valgus deformitesi hakkında anlaşılır bilgiler, nedenler, belirtiler ve tedavi seçenekleri.
Toplumda yaygın olarak gözlenen bu deformite, özellikle 18-65 yaş arasındaki bireylerde belirgin bir şekilde kendini gösteriyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Tural Khalilov, Halluks Valgus’un kadınlarda erkeklere göre çok daha sık görüldüğünü belirtirken ülke genelinde kadın nüfusunun yaklaşık yüzde 30’unda bu teşhisin konduğunu ifade ediyor. Çevresel ve genetik etkenler eşleştiğinde deformitenin gelişiminde belirleyici rol oynuyor.
Stres kırıkları ve ilerleyen ağrı Halluks Valgus’un ilerleyici özelliği nedeniyle ağrının şiddeti artabilir ve ayak yük dengesi bozulabilir. Dr. Khalilov, deformitenin komşu parmaklarda da ek deformite ve stres kırıklarına yol açabileceğini söyledi. Deformitede şiddetlendikçe ağrının artması, ayakta artroza (kireçlenmeye) zemin hazırlayabilir ve tedavi sürecini zorlaştırır. Erken teşhis ve önlem, bu durumlarda büyük önem taşır; önerilen tedbirler arasında rahat, topuk yüksekliği ve dar olmayan ayakkabılar kullanımı yer alır.
Genetik ve çevresel faktörler Halluks Valgus’un kesin nedeni olmamakla birlikte, genetik yatkınlık ve çevresel faktörler önemli rol oynuyor. Riskin yüksek olması, özellikle içsel faktörler olarak bağ dokusu esnekliği, düztabanlık ve bazı nörolojik/romatolojik durumlarla ilişkilendiriliyor. Dışsal etkenler olarak ise yüksek topuklu ve dar ayakkabılar öne çıkıyor.
Belirtiler Deformasyon arttıkça başparmak bölgesindeki ağrı ve görünümdeki çıkıntı belirginleşir. Başlangıçta yalnızca başparmak kenarında hissedilen ağrı, ilerleyen aşamalarda tarak kemiğinin altında da hissedilebilecek seviyeye gelebilir. Ayrıca ayakkabı giymede zorluk, nasır oluşumu ve diğer parmaklarda üst üste bindirme gibi belirtiler görülebilir.
Deformitenin boyutu tedavide belirleyici rol oynar. Konservatif yöntemler; ayakkabı modifikasyonu, pedler, parmak arası silikon makaralar ve Halluks Valgus atellerini içerir. Bu yaklaşımlar semptomları hafifletse de, kalıcı ve kesin sonuç için cerrahi müdahale gereklidir.
Ameliyat öncesi dönemde hastalık şiddetine göre planlama yapılır. Cerrahi olarak başparmak ve tarak kemiği aynı eksene getirilerek, vidalarla sabitlenir ve aralıklı durmakta olan tarak kemikleri yaklaşır. Minimal invaziv tekniklerle gerçekleştirilen bu işlemler, doku hasarını azaltır ve iyileşme süresini kısaltır.
Operasyon sonrası iyileşme süreci genelde 4-6 hafta aralığında değişir. Hastalar çoğunlukla 1 gün içinde taburcu olur ve 3-4 hafta boyunca yük vermeden özel ayakkabılarla yürümeleri önerilir. Böylece hastalar iş ve sosyal yaşamlarına geri dönmeye hazırlanır.
Sonuç Halluks Valgus’ta erken teşhis ve uygun tedavi yaklaşımları, ağrı kontrolü ve yaşam kalitesinin korunması açısından kritik öneme sahiptir. Tedavide başarı, hastanın deformitenin şiddetine ve bireysel ihtiyaçlarına göre belirlenen planlı adımlarla sağlanır.