Güven ve tasarruf eğilimleriyle evde yemek ve perakende denetimlerine yenilikçi bakış: tasarruf, kalite ve güvenin birleşimi.

Ekonomik dalgalanmalar tüketiciyi daha hesaplı ve kontrollü hareket etmeye yönlendiriyor. Evde geçirilen zamanın artmasıyla dışarıda yemek yerine evde hazırlanan yemekler ön plana çıkıyor; bu durum, konserve, tarhana ve mantı gibi geleneksel ürünlere yönelişi artırıyor. Gıda zehirlenmesi haberlerinin artması ise güven ihtiyacını güçlendiriyor. Tüketici Hakları Derneği Başkanı Ergün Kılıç, market güvenliğinin de artık tartışıldığı bir döneme girildiğini belirtiyor. Kılıç, piyasa gözetim ve denetim birimlerinin bağımsız bir otoriteyle bir araya getirilmesi gerektiğini vurgulayarak, buna örnek olarak Tüketici Bakanlığı’nın olabileceğini ifade ediyor.
Globalleşmiş araştırma kuruluşu NielsenIQ’nun Türkiye için hazırladığı raporlar, ekonomik koşulların tüketici davranışlarını nasıl değiştirdiğini gösteriyor. Artık tüketiciler fiyat karşılaştırması yapıp indirimleri takip ederek harcamalarını planlıyor; israftan kaçınma ve ihtiyaç odaklı alışveriş de giderek yaygınlaşıyor. Üstelik Türkiye’de bu eğilim %56’ya ulaşmış durumda.
Güvenlik ve içerik konuları daha çok ön planda Gıda zehirlenmesi haberlerinin etkisiyle tüketicinin güvenlik algısı önemli bir satın alma kriteri haline geldi. Ambalaj üzerindeki içerik bilgileri de karar sürecini doğrudan etkiliyor. Evde çocuk olanlar, sağlık sorunları ve sosyal medya etkisi kararları belirliyor. Mevsimsel ürünler için dondurma, konserve ve tarhana-mantı gibi ev yapımı veya yerel üretim tercihleri öne çıkıyor. Büyük talep artışına uğrayan ürünler arasında hamur yoğurma makineleri, otomatik kahve makineleri ve meyve-sebze karıştırıcıları bulunuyor.
Tüketici hakları ve güvenlik için öneriler Kılıç, “Piyasa denetimlerinin yeterliliği sadece bir sağlık sorunu olduğunda değil, genel güvenlik bağlamında da tartışılmalı” diye konuşuyor. Ekonomik durum nedeniyle evde üretim tercihi öne çıkarken, hammadde alımında da denetimin artırılması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, dökme gıda olarak satılan ürünlerin son kullanma tarihleri ve kalite şartlarının sıkı denetlenmesi gerektiğini vurguluyor.
Bağımsız denetim ve temsil Kılıç, bağımsız bir denetim otoritesinin gerekliliğini yeniden dile getiriyor. Bu otoritenin, tüketicilerin, esnaf ya da tacir örgütlerinin ve ilgili kamu kurumlarının temsilcilerini kapsayan bir yapı içinde toplanması gerektiğini ifade ediyor. Eğer böyle bir mekanizma kurulursa, denetimlerin daha etkili ve güvenilir olacağını savunuyor.