Göl seviyesindeki keskin düşüşe dikkat çeken bu yazı, iklim değişikliği ve kontrolsüz sulamaya karşı umut ışığını öne çıkarıyor.
Gülbahar Barajı Gölü, 1996-2003 yıllarında sulama amacıyla inşa edilmiş olan ve zamanla bölgenin ana su kaynağı konumuna gelmiş bir yapı. Son dönemde küresel kuraklık ve tarımsal sulamada yaşanan düzensizlikler nedeniyle göl seviyesinde belirgin bir azalma gözlemlendi. Mayıs ayındaki ölçümlerde yüzde 86 doluluk gösteren baraj gölünün, sulama sezonunun sonlandığı ekim ayında sadece yüzde 4 seviyesine gerilediği kaydedildi.
Geçmişte sular altında kalan eski kara yoluyla bazı yapı kalıntılarının, su seviyesinin düşmesiyle ortaya çıkması bölgede dikkat çekti. Sürücülerin bu kara yolunu geçici olarak kullanmaya devam ettiği görüldü.
Büyütülen sıkıntıların temelinde iki ana faktör yatıyor. Birincisi iklim değişikliği; Türkiye’nin Akdeniz iklim özellikleri nedeniyle bu değişime karşı savunmasız bir konumda olduğu ifade ediliyor. İklim değişikliğiyle birlikte Akdeniz ve Ege bölgelerinde yangınlar, Karadeniz’de seller ve Doğu Anadolu’da sürekli kuraklık ile sıcaklık artışları görülüyor. İkinci neden ise kontrolsüz su kullanımı. Bölgede yoğun tarımsal faaliyetler sürüyor; ancak tarımsal sulama için uygulanan vahşi yöntemler suyun plansız ve hızlı tükenmesine yol açıyor. Bu durum, baraj gölündeki su seviyesinin eski dengelere dönmesini imkânsızlaştırıyor.
Modern sulama tekniklerine geçişin hayati önemi vurgulanıyor. Özellikle damlama sulama sistemlerinin benimsenmesiyle suyun verimli kullanılması, barajdaki su seviyesinin eski haline yaklaşmasına katkı sağlayabilir.
Biyolojik çeşitlilik de bu süreçten olumsuz etkileniyor. Gülbahar Barajı ve beslediği su kaynakları, bölgenin ikliminin korunması, ekolojik denge ile biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi açısından kritik bir role sahip. Baraj gölünün çekilmesi, toprağın nemini azaltıyor, bitki örtüsünü zayıflatıyor ve çevredeki canlılar üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor.
İklim değişikliğine karşı bir eylem planı oluşturulması gerektiği vurgulanıyor. Baraj gölündeki su seviyesinin korunması için dört odaklı bir yaklaşım öneriliyor. En kritik adım olarak tarımsal sulamada modern tekniklerin kullanılması; vahşi sulamadan vazgeçilmesi gerektiği belirtiliyor. Ayrıca kurumsal koordinasyonun güçlendirilmesi, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve merkezi hükümetin ortak hareket etmesi gerektiği ifade ediliyor. Türkiye genelinde ve Bingöl özelinde iklim değişikliğine karşı bir eylem planının acilen hayata geçirilmesi gerektiği belirtiliyor.
Görsel durumun yerinde gözlemi: TEMA Bingöl İl Temsilcisi, baraj gölündeki su seviyesinin azalmasını üzüntüyle karşıladıklarını dile getirerek, bölgenin bahar aylarında piknik ve tarımsal faaliyetler açısından önemli olduğuna dikkat çekti. Şu an bulunduğu alanın normalde suyla dolu olması gerektiğini ifade etti.