Gençler arasında A4 kağıdı testi ve sosyal medyanın beden algısı üzerindeki etkilerini inceleyen detaylı bir analiz. Sağlıklı beden imajı için bilinçli yaklaşımlar.
Son dönemde gençler arasında popülerlik kazanan ve yeni bir güzellik ölçütü olarak kabul edilen “A4 kağıdı testi”, özellikle sosyal medyada geniş yankı buluyor. Bu testte, gençler A4 boyutundaki kağıdı bel çevresi ölçüsü olarak kullanıp, zayıflık seviyelerini değerlendirmeye çalışıyorlar. Bu hareket, gençler arasında kilo ve beden algısına dair yeni bir yarış ve standart yaratmış durumda. Sosyal medyanın gençlerin günlük yaşamında önemli bir yer tuttuğu gerçeğini göz önüne aldığımızda, bu trendin yaygınlaşması ve etkisinin artması şaşırtıcı değil.
İzmir Şehir Hastanesi Çocuk Ergen ve Ruh Sağlığı Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Gonca Özyurt, sosyal medyanın gençlerin dünyasını nasıl şekillendirdiğine dikkat çekerek, “Gençler, sosyal medya aracılığıyla kendilerini ifade etme ve dünyayı keşfetme fırsatı buluyorlar. Ancak bu platformların idealize edilmiş içerikleri ve beden imajını şekillendiren standartlar, gençlerin kendilerini yetersiz hissetmesine neden olabilir. Bu durum, beden algısında bozukluklara ve psikiyatrik sorunlara yol açabilir” dedi.
“Kendilerini sürekli kusurlu gören gençler, yeme bozukluklarına eğilim gösterebilirler” diyen Doç. Dr. Özyurt, özellikle kız ergenlerde zayıflık ve ideal beden arayışının, güzellik algısının önemli bir parçası olduğunu vurguladı. Erkeklerde ise genellikle kaslı görünüm veya fitlik arzusu ön plana çıkıyor. Bu beden algısına ulaşmak için yapılan yoğun çabalar, gençlerde depresyon, kaygı bozuklukları ve özgüven sorunlarının gelişmesine neden olabiliyor.
Yeme bozukluklarının, ergenlik döneminde giderek daha fazla görülmeye başlandığını belirten Özyurt, “Sosyal medyanın yoğun kullanımıyla birlikte, 12 yaş civarında başlayan zayıflık ve beden imajı üzerine yoğunlaşma, 18 yaş ve sonrası genç erişkinlikte de devam ediyor. Bu durum, gençlerin sürekli kendilerini kıyaslamasına ve bedenleriyle ilgili endişeler geliştirmesine yol açıyor” diye ekledi.
Gençlerin sağlıklı beden algısı geliştirmeleri ve olumsuz etkilerden korunmaları adına ailelere önemli görevler düştüğünü belirten Doç. Dr. Özyurt, “Aileler, çocuklarıyla kaliteli vakit geçirirken, onların sosyal ve duygusal gelişimini destekleyici ortamlar yaratmalı. Akşam yemekleri gibi aile içi etkinliklerin düzenli yapılması, gençlerin kendilerini güvende hissetmelerine katkı sağlar” dedi.
Yine, gençlerin sosyal medya kullanımı sırasında dikkat etmeleri gereken noktalar hakkında uyarılarda bulunan Özyurt, “Gençlere, sosyal medya platformlarında paylaşılan bilgilerin her zaman doğru olmadığını anlatmak ve bu platformlarda paylaşılan içeriklere karşı bilinçli olmalarını sağlamak önemli. Ayrıca, ailelerin çocuklarının sosyal medya hesaplarını kontrol etmeleri ve uygun filtreler kullanmaları, olası olumsuz içeriklere karşı koruyucu olabilir” şeklinde konuştu.
Gençlerin hangi içerikleri izlediklerini takip etmek ve ailelerin kendileri de aktif bir rol model olmak büyük önem taşıyor. “Aileler, sosyal medyayı nasıl kullandıklarına dikkat etmeli ve yüz yüze iletişimi teşvik etmeli. Ayrıca, okul ortamında da akran ilişkileri ve öğretmenlerle iletişim, gençlerin sağlıklı gelişimi açısından destekleyici olur” diyen Özyurt, sözlerini şöyle tamamladı:
“Daha ciddi durumlarda, uzman psikiyatrist ve psikologlardan destek almak gerekiyor. İzmir Şehir Hastanesi Çocuk Psikiyatri Kliniği olarak, ailelere psikoeğitim ve terapi hizmetleri sunuyoruz. Gerekli durumlarda yatış ve daha yoğun tedavi yöntemleri de uygulanabilmektedir.”