Şu hayatta iki tip insanın olduğunu görüyoruz:
Konfor alanında kalanlar sadece ‘kendi sorununu’
çözerken konfor alanından çıkanlar ‘sorunun
kendisini’ kökünden çözerler.
Havacılıkta kullanılan ve tekerlerin önüne ve arkasına konan iki parçadan oluşan basit fakat kritik bir bileşendir takoz. Önüne konduğu en kritik hava aracı yerinde tutuyor. Milletlerin, devletlerin ve medeniyetlerin önüne konan böyle takozlar var. Bu takozlar her şeyden, her şekilden, her cinsten, içten ve dıştan, her yerden, her boyuttan; ekonomik, kültürel takozlar bunlar… Ve insan bu iki takoz arasında çürüyor!
Senden daha bilgili ve yeteneklileri kıskanman ve onların başarı çizgisini aşağıya çekmeye çalışmaktansa; kendi bilgi ve yeteneklerini daha fazla geliştirerek başarı çıtanı yukarıya çıkarman, rakibinin çizgisini kısaltmaya çalışmandan çok daha faydalı ve mantıklı bir davranıştır. Enerjini kendine harca, kendinle yarış, kendine yatırım yap; dün ördüğün duvarın üstüne bugün bir tuğla daha koy, kendini bir adım daha ileriye at, yukarıya bir santim daha çık bugün.
Başarının kimyasında taklit etme ve örnek alma vardır! Herkes kendisinden önce başarılı olanlardan ders alır. Okulda bile önce tahtadaki harfleri taklit ettik, ondan sonra kendi cümlelerimizi yazmaya başladık. Her şey böyle olmalı! Zirveye oturmak istiyorsan bütün başarılı girişimcilerin başladığı yerden başlamalısın. Çünkü onların gittiği yoldan giderek kendi adımlarınla kendi yolunda yürüyerek zirveye ulaşacaksın. Mesela Jeff Bezos, Amazon’u kurmak için Sears şirketini, Jack Ma, Alibaba’yı kurarken Amazon’u örnek aldı. Milyarlarca dolarlık serveti olan Tony Robbins de Jim Rohn’u örnek almıştı.
Nitekim Allah (cc), Kur’an’da insanlığa Hz. Muhammed (sav)’i örnek almayı, yaşadığı gibi yaşamayı ve kendi özüne göre hakikate ve marifete ulaşmayı bize emrediyor. Örnek almayı bilen ve iyi örnekleri özüne uygun yaşayan insanlar, yeni ve farklı değer üretir ve başkalarına da örnek olur. Bu yönüyle Hz. Muhammed, insanlığa örnek bir şahsiyettir. Sen de bu milleti, önüne konan takozlardan, ‘biz yapamayız’ hastalığından, her türlü yapay yahut doğal felaketlerden, Hz. Nuh (as)’un inananlarını selden kurtardığı gibi milletine örnek bir adam olmak zorundasın.
İnanmış ve adanmış beyinler başarır. İlk söyleyeni döverler, sonra alışırlar, daha sonra peşinden giderler. Rüzgâr kimine yön verir, kimi rüzgâra yön verir şu dünyada. Düşünsene; herkes bir elin keyfince yakıp söndürdüğü ışığa doğru koşuyor. Biz gölgeler arasında kendi fenerimizle dolaşıyoruz. Kelebeklerin kanat enerjisinden fırtınalar çıkarıyoruz. Deli deli esen rüzgarlara yön veriyoruz. Yavaş başarı kimlik, kişilik ve karakter oluştururken hızlı başarı ise ego şişirir, haz verir ve hız artırır. Biz yavaş başarı gösterenlerden olmak zorundayız.
Şu hayatta iki tip insanın olduğunu görüyoruz: Konfor alanında kalanlar sadece ‘kendi sorununu’ çözerken konfor alanından çıkanlar ‘sorunun kendisini’ kökünden çözerler. Sorunun kendisini çözenler, kendini değiştirmek isteyenler ve kendisi gibi olanlardır. Bunlar her şey bitti dendiğinde bir daha düşünür ve mutlaka denemediği bir şey bulur, ayağa kalkar ve yürürler. Kâinatta boşluk yoktur, su bir yolunu bulur ve denize ulaşır. Sadece kendi sorunu çözenler ise başkasını değiştirmek isteyen, tiplerdir. Bunlar da kendi olamamış, rüzgâra göre yön değiştiren hayali küçük olan ve konfor alanına sığınan ham insanlardır.
Bu noktada insanın gelişimini bir trene benzetebiliriz. Kendi olan ve kendini fıtratı doğrultusunda geliştiren insanlar garından, haddini aşan insanlar rayından çıkmış olurlar. Her gün an be an kendini geliştirmeye dair doğru ve güzel şey yapanlar, sağlam günlük rutinler geliştirenler hayatlarını değiştirirler, geliştirler. Çünkü geleceğe dair başarı umudu, dua ve namaz gibi günlük, haftalık, aylık, yıllık ve ömürlük rutinler içinde saklıdır. Kimse demiri yok edemez. Ancak kendi pası demiri yok eder. İnsanı da kendi inancı, düşüncesi, duyguları ve davranışları ya yaşatır yahut öldürür. İnsan anlık, günlük, haftalık, aylık, yıllık ve ömürlük iyi, güzel ve doğru rutinleriyle anlamlı yaşarlar. Bu noktada herkes ölür fakat herkes yaşayamaz.
Ya birlikte var olacağız yahut yok olacağız ya birlikte gelişeceğiz yahut geri kalacağız! Ya hep birlikte ileriye yahut geri kalacağız!
Çarpıntısız saniyesi olur mu devrimcinin?
Çarpıntısız saniyesi olmaz hiç devrimcinin!
DEVAM EDİYOR…