Gebelikte ağız sağlığı için dengeli beslenme ve düzenli bakımın önemini vurgulayan rehber, anne ve bebek için güvenli bir başlangıç sunar.

Gebelik sürecinde ağız sağlığını korumanın, hem anne hem de bebek için kritik olduğuna dikkat çeken uzmanlar, doğru beslenme ile düzenli diş bakımı arasındaki bağlantıya vurgu yapıyor. Hormonal değişiklikler diş çürüğü riskini artırabildiğinden, bu dönemde dengeli bir beslenme alışkanlığı edinmek, ihtiyaç duyulan vitamin ve mineralleri almak ve diş hekimi takibini aksatmamak büyük önem taşır.
Beslenmede dikkat edilmesi gerekenler: Protein, A, C ve D vitaminlerini içeren gıdalar ile kalsiyum alımı yeterli düzeye çıkarılarak diş ve diş eti sağlığı desteklenmelidir. Gerekli gördüğünüz durumlarda vitamin takviyesi düşünülmeli ve düzenli diş hekimi kontrolü ihmal edilmemelidir. Gebelikte görülen diş eti hastalıkları, erken doğum ve düşük doğum ağırlığı risklerini artırabileceği için ağız bakımına özel özen gösterilmelidir.
Günlük beslenmenin dişlere etkisi: Şekerli ve asitli gıdalar diş yüzeyine yapışarak çürük oluşumunu kolaylaştırır. Bu tür gıdalar ana öğünlerde tercih edilmeli; ara öğünlerde ise elma, havuç gibi doğal temizlik sağlayan seçenekler öne çıkarılmalıdır. Şekerli tüketimi ardından ağız hemen temizlenemiyorsa suyla çalkalanmalı veya bol su içilmelidir. Peynir gibi yüksek protein içeren besinler ağız içi asit dengesini olumlu etkiler; yer fıstığı da diş dostu olarak değerlendirilebilir. Rafine edilmemiş hububatlar ve kepekli ekmekler ise diş sağlığı için daha faydalı seçenekler arasındadır.
Iki Dakikalık fırçalama, ömür boyu koruma sağlar: Ağız hijyeninin temel amacı plak birikimini düzenli olarak temizlemektir. Amerikan Diş Hekimliği Birliği, günde iki kez dişleri her yemekten sonra ve en az iki dakika süreyle fırçalamayı önerir. Türkiye’de bazı çalışmalar, bu alışkanlığın yaygın olmadığını ve ortalama fırçalama süresinin kısıtlı kaldığını gösterir. Doğru sonuç için fırçalama sırasında ön yüzeyin yanı sıra arka ve iç yüzeylerin de temizlenmesi önemlidir. Günde iki kez, özellikle uyumadan önce en az iki dakika fırçalama tavsiye edilir.
Doğru araçlar ve alışkanlıklar: Diş macunu kullanımının yaygınlığı düşük olabilir. Kişisel tercihten çok etkinlik belirleyici olmalı; fırça başlığı küçük, kıllar yumuşak veya orta sertlikte olmalıdır. Fırçalar üç ayda bir değiştirilmelidir. Arayüz fırçaları ve diş ipi kullanımı ağız hijyenini tamamlar; florlu diş macunları dişleri çürüğe karşı daha dirençli kılar.
Kişiye özel muayene planları: Diş hekimi muayene aralıkları bireyin durumuna göre belirlenmelidir. FDI nedense sabit altı ay yerine kişiselleştirilmiş kontrolleri öngörür. Çocuklar, hamileler, diyabet hastaları, sigara içenler ve diş eti problemi olan kişiler daha sık Kontrol edilmelidir. Avrupa ortalamasına göre yılda beş kez diş hekimine başvuru yaygınken Türkiye’de bu sayı çok düşüktür; bu nedenle düzenli muayeneler yalnızca çürükleri değil, ağız kanseri ve diş eti hastalıklarını da erken tespit etmeye yardımcı olur.
Ağız sağlığı ve genel sağlık: Ağız sağlığı, vücudun genel sağlığını doğrudan etkiler. Diş eti hastalıkları, bakterilerin kana karışmasına yol açarak kalp, böbrek ve akciğer gibi organlarda enfeksiyon riskini artırabilir. Diyabet hastalığı ağız sağlığını olumsuz etkilerken, kronik diş eti iltihabı kan şekeri kontrolünü zorlaştırabilir. Ayrıca kronik ağız problemi, Alzheimer hastalığı riskinin artmasıyla da ilişkilendirilebilir. Eksik dişler ve diş eti problemleri çiğneme fonksiyonunu bozarak beslenme ve sindirim sorunlarına yol açabilir; kötü ağız kokusu ve estetik kaygılar ise özgüveni etkiler.