Gazze gündemi ve terörle mücadelede Türkiye’nin kararlılığı; güvenlik, insani yardım ve diplomasiyle barış için güçlü duruş.
Gündemin ilk sırasında Gazze meselesi var. Eğitim-öğretim dönemi açılırken Gazze’de yaşananlar ve çocukların zarar görmesi, gençlik kollarını harekete geçirdi. Amaç, uluslararası insanlık krizine dikkat çekmek ve bu trajediyi kamuoyuna hatırlatmaktır.
Başından beri vurguladığımız üzere soykırım şebekesi olarak nitelenen yapı, kendini savunma hakkını sürekli yüksek sesle dillendirmiştir. Ancak bu söylemler, bölgede ve ulusal sınırların ötesinde tekrarlanan saldırganlıkları meşrulaştırmaktan öteye geçememiştir. İsrail’in son dönemdeki operasyonları, Suriye, Lübnan, İran ve Yemen’e yayılan çatışmaları tetikleyen bir role sahip olmuştur; son olarak dost ve müttefik Katar’a yönelik saldırılar da bu tabloya eklenmiştir.
İsrail’in savaşı ve barıştan yana olmayan tavrı, barışçıl çözümlere yönelik tüm girişimleri zayıflatmıştır. Hamas ve diğer aktörler arasındaki uzlaşma çabaları sürerken, bu süreçlerin, olağanüstü şartlar altında bile dünyadan gelen çağrılara olumlu yanıtlar verilmesi gerektiğini göstermesi beklenmiştir. Şebeke olarak görülen yapının kurallara uymadığı, sinsi manevralarla yolları tıkadığı net bir şekilde ortaya konmuştur. Bu süreçte, barış ve ateşkes talebini dinsel veya siyasi hedeflerle çarpıtan tüm tutumlar eleştirilmiştir.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ kapsamında, çalışmalarımızı büyük bir hassasiyetle sürdürüyoruz. Meclis’te komisyonlar faal durumda; Cumhur İttifakı olarak irademizi canlı tutuyor, gerekli adımları atıyoruz. Bu yaklaşım, güvenlik ve barış için birlik içinde hareket etmemiz gerektiğini bir kez daha göstermektedir.