G20 Johannesburg sonrası Erdoğan’dan Gazze ve barış için net tavırlar; bölgesel istikrar ve toplumsal sürdürülebilirlik vurgusu.

G20 Zirvesi’nin Afrika’da ilk kez gerçekleştirildiğini hatırlatan ve bu bağlamda Türkiye’nin kıtadaki iş birliğini güçlendirme kararlılığını vurgulayan bir konuşmada; Gazze’deki insani yardım, sürdürülebilir kalkınma ve iklim krizi gibi konulara değinildi. Türkiye’nin Afrika ile ilişkilerini derinleştirme isteği ve gelişmiş ülkelerle dayanışma çağrısı, kimseyi geride bırakmama ilkesi üzerine inşa edildi.
G20’nin önceliklerinden birini oluşturan kapsayıcılık ve iktisadi büyüme hedefleri bağlamında, küresel meseleler karşısında dayanışmalı adımların atılması gerektiği belirtildi. Enerji güvenliğinin artık bir tercih değil, stratejik bir zorunluluk olduğuna dikkat çekildi ve tüm ülkelerin birlikte hareket ederek krizlere karşı dirençli bir yapı kurması gerektiği vurgulandı.
Gazze konusundaki duruşumuz net kalmaya devam ediyor. Netanyahu’nun açıklamaları ve bölgedeki gerilimle ilgili sorular karşısında Türkiye’nin Suriye’ye yönelik tutumu ve bölge güvenliği konusundaki kararlılığı yineledi. Suriye’nin toprak bütünlüğünün Türkiye için hayati olduğuna vurgu yapılarak, bölgedeki istikrarın herkes için gerekli olduğu belirtilmiştir.
Barış çabalarının sürdürülebilir olması için taraflar arasındaki müzakerelerin önemine işaret edildi. ABD’nin Ukrayna’ya yönelik barış önerileri gündeme gelirken, adil barış için tarafların güvenlik ihtiyaçları ve karşılıklı tavizlerle ilerlemesi gerektiği ifadesi yinelendi. Türkiye, geçmişte İstanbul’daki rolüyle olduğu gibi, yapıcı bir katkıyı sürdürmeye hazır olduğunu belirtti.
Terörle mücadelede kararlı duruş, Meclis içindeki gelişmelerin ve yerel yönetimlerdeki yolsuzluk iddialarının şeffaflıkla ele alınması gerekliliği, hükümetin bu yönde atacağı adımlarla beklenen sonuçları doğuracağına işaret etti. Deprem sonrası inşa sürecinde kayda değer adımlar atıldığının altı çizildi ve 350 bininci konutun teslimatıyla somut ilerleme gösterildiği vurgulandı.
Türkiye’nin potansiyelini harekete geçirecek alanlar olarak yüksek teknoloji, savunma sanayi ürünleri, enerji ve AR-GE çalışmaları öne çıkarıldı. Yerli üretimin güçlendirilmesiyle kendi ihtiyaçlarımızı karşılama hedefi, aile değerlerine vurgu yapan politikalarla destekleniyor. 50-100 yıl sonrası için planlar yapılması gerektiği, geleceğe dönük vizyonun bugünden inşa edildiği ifade edildi.