Türkiye’de üniversite öğrencileriyle yürütülen TUBİTAK çalışması: Flört şiddetine tutumlar ve benlik saygısının rolü üzerine kapsamlı bulgular.
Türkan Akyol Güner ve üç öğrencinin yer aldığı çalışma, flört şiddetine ilişkin farkındalık ve tutumları incelemek üzere 440 üniversite öğrencisiyle yürütüldü. Katılımcılara ailelerin eğitim ve gelir düzeyi gibi sosyoekonomik verilerle birlikte, ekonomik, fiziksel, duygusal, psikolojik ve cinsel şiddet içeren sorular yöneltti. Elde edilen bulgular, kadın öğrencilerin flört şiddetine erkeklere göre daha tepkili olduklarını; ailesel eğitim ve gelir düzeyleri arttıkça olma tutumunun da olumlu yönde değiştiğini gösterdi.
Doç. Dr. Güner, erkeklerin şiddete daha yatkın olduğunu ve ailenin sosyoekonomik durumunun şiddeti kabullenme düzeyini etkilediğini belirtti. Ayrıca kadın öğrencilerin erkek öğrencilere göre flört şiddetine karşı daha yüksek benlik saygısına ve toplumsal cinsiyet algısına sahip olduklarını ifade etti. Çalışmada, ekonomik durumu iyi olan ve ebeveyn eğitimi yüksek olan öğrencilerin flört şiddetine karşı olma tutumlarının daha güçlü olduğu, bu grupların toplumsal cinsiyet algıları ve benlik saygılarının da daha yüksek bulunduğu vurgulandı.
“FLÖRT ŞİDDETİ GİDEREK YAYGINLAŞAN BİR SORUN” başlığı altında öğrenciler üzerinde yürütülen anketler, flört şiddetinin üniversite ortamında giderek yaygınlaştığını ve gençlerin psikolojik ile sosyal yaşamlarını önemli ölçüde etkilediğini ortaya koydu. Araştırmalar, bu kavramın duygusal ve romantik ilişkilerde fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik veya dijital zarar verici davranışları kapsadığını gösterdi.
“KADINLAR FLÖRT ŞİDDETİNE ERKEKLERE GÖRE DAHA TEPKİLİ” ifadesiyle açıklanan bulgular, çiftlerin bazı davranış kalıpları konusunda eşitlikçi bir bakış açısına sahip olduklarını gösterdi. Güner, öğrenci grubunun şiddeti desteklemediğini ve aşırıya kaçan davranışlara karşı mesafeli durduğunu belirtti. Ayrıca toplumsal cinsiyet algıları ile benlik saygısı arasındaki ilişki, şiddeti kabullenme eğilimini etkileyen kilit faktörler arasında yer aldı.
“BENLİK SAYGISI DÜŞÜK OLANLARIN ŞİDDETİ KABULLENME EĞİLİMİ VAR” başlığıyla verileri özetleyen Güner, benlik saygısı düşük olan öğrencilerin şiddeti kabullenme eğiliminde olduğunu belirtti. Toplumsal cinsiyet algısının güçlendikçe tutumların olumlu yönde geliştiğini ifade eden çalışma, düşük sosyoekonomik düzeyli ailelerin çocuklarının daha fazla kabul edici tavır sergilediğini gösterdi.
ÖĞRENCİLERDEN GÖRÜŞLER arasında Tıbbi Laboratuvar Teknikleri Bölümü’nden Güleser Bozkurt, flört şiddetinin hoş olmadığına vurgu yaparak destek ve dayanışmanın önemli olduğunu söyledi. Anestezi Bölümü öğrencisi Yunus Emre Çil, şiddetin saygısızca ve istenmeyen durumlarda ortaya çıktığını ifade etti. Matematik Bölümü’nden Bensu Karakan, şiddeti kişisel bir koruma mekanizması olarak görmekten uzak durulması gerektiğini kaydetti. Arkeoloji Bölümü yüksek lisans öğrencisi Burak Göktepe ise şiddetin her türlüsüne karşı olduklarını ve kendi deneyimlerinden yola çıkarak psikolojik desteğin önemine işaret etti.
(DHA)