Fitch Türkiye etkinliğinin rezervler, dış finansman ve not politikaları üzerinden analizler: kapanış değerlendirmeleri ve geleceğe yönelik içgörüler.

Fitch Ratings’in Türkiye ekibinin kıdemli analistleri, iç ve dış finansman dinamiklerini değerlendirerek İstanbul’da bir araya geldi. Etkinlik kapsamında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Winslow, Türkiye’nin döviz rezervlerindeki artışın ve dış finansman yapısındaki gelişmelerin, not artışlarının ardındaki temel dinamikler olduğuna vurgu yaptı.
Türkiye’nin döviz rezervleriyle ilgili olarak, Mevcut durumun iyileşmesini önemli bir fark olarak gördüğünü belirten Winslow, rezerv seviyesinin yaklaşık 180 milyar dolar düzeyinde olduğunu ifade etti. 2023’te bu rakam yaklaşık 100 milyar dolardı. “Rezervlerin kalitesi de daha iyi. Eğer swap işlemleri gibi bazı kalemleri hariç tutarsak brüt rezervlere kıyasla döviz rezervlerinde çok daha hızlı bir artış görüyoruz,” dedi. Bu artışın önümüzdeki iki yılda da sürmesini öngördüklerini, ancak hızın daha yavaşlamasını beklediklerini belirtti.
Winslow, rezerv iyileşmesiyle birlikte dış finansman ihtiyacının bir risk olarak kaldığını ancak bankalar ve şirketlerin zorlu dönemlerde bile dış borçlarını yenileyebilme başarısını koruduklarını kaydetti. “Stres dönemlerinde bile dış borç yenileme kabiliyeti, dış finansman akışını nispeten istikrarlı kılıyor ve bu da güven verici bir durum,” diye konuştu.
Fitch’in Türkiye için dış finansman varsayımlarında ise mevcut hesap verebilirlik çerçevesinde ek sermaye girişlerini öngördüklerini ifade eden Winslow, dolarizasyon oranında ciddi bir düşüş beklemediklerini ve cari açığın hafif artacağını düşündüklerini sözlerine ekledi. Reel efektif döviz kurundaki değerlenmenin Türk ihracatçıları üzerinde rekabet gücünü olumsuz yönde etkileyebileceğini işaret eden Winslow, bu nedenle bu etkilerin not politikaları üzerinde önemli bir belirleyici olduğunu belirtti.
Gelecek döneme ilişkin en kritik riskin, aşırı gevşek ve alışılmadık bir para politikası ortamına geri dönülmesi olduğunu vurgulayan Winslow, “FFTCH’İN NOTLARI ORTA VADELİ BİR PERSPEKTİFE SAHİP” ifadesini hatırlattı. Döviz rezervlerindeki artışla birlikte Fitch’in Türkiye’nin notlarındaki diğer güçlü yönleri arasında düşük kamu borcu, yüksek gelir seviyesi, sağlam bankacılık sektörü ve dış finansmana erişimin sürdürülebilir olması olduğunu belirtti.
Geçen yıl Türkiye’nin notunu iki kez yükselten Fitch’in kararlarının, ülkenin ekonomi politikasındaki değişimlerle ilişkili olduğuna dikkat çeken Winslow, notun orta vadeli bir perspektife sahip olduğunu vurguladı. Yaklaşık beş yıl ve daha fazla bir süreyi kapsayan bir çerçeve içinde değerlendirme yaptıklarını iletti. En son incelemede görünümün durağan olarak belirlendiğini söyleyen Winslow, gelecek 18-24 ay içinde not seviyesinde değişiklik ihtimalinin düşük olduğuna değindi. Ayrıca kısa vadeli politika ayarlarının büyük ölçüde korunacağını, gelecek yıl reel politika faizinin hala pozitif kalacağını ve yaklaşık yüzde 3 düzeyinde olacağını belirtti; bu, mevcut yüzde 6’ya kıyasla hafif bir gevşeme anlamına geliyor ve para politikasında önemli bir değişiklik öngörmüyor.