Film Mirasım Arşivi: 13.500 kutuluk dijitalleşme yolculuğu ve Sine Kanalı ile belgesel filmler erişime açılıyor.

Türkiye’nin en geniş belge-film koleksiyonlarından biri olan Film Mirasım, Sine YouTube kanalı üzerinden ücretsiz olarak izlenebilecek. Dijitalleştirme çalışmalarının ilerlemesiyle, unutulmuş görüntüler bir bir yeniden erişime sunuluyor.
13 bin 500 kutu film için hedef, bu arşivi 6 yıl içinde dijitalleştirmek. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinden Cumhuriyet’in ilk yıllarına uzanan içerikleri kamuoyuna sunmaya odaklandı. Arşivde bulunan değerli belgelere ait filmler, tasnif edilip modern altyapıyla korunuyor ve dijital formatlara aktarılıyor.
Nihat Değirmenci, Genel Müdürlük bünyesindeki filmlerin farklı kurumlardan toplandığını belirtti. 1981’de Atatürk’ün 100. doğum yılı için başlayan bir arşiv çalışmasıyla ilerleyen süreçte, 2014 sonrası dijitalleşme planlarının hız kazandığını vurguladı. Şu anki durumda 13.500 kutu film bulunuyor ve dijitalleşmenin tamamlanması için yaklaşık 5-6 yıl daha gerekiyor.
Belge filmlerinin tarih açısından ışık tuttuğu ifadelerini paylaşan Değirmenci, içeriklerinin bazen tek kutuda birden çok kısa filme ev sahipliği yaptığını, bazılarının ise sürpriz nitelikte olduğunu belirtti. Osmanlı dönemi ve Atatürk dönemi filmlerinin yanı sıra Kurtuluş Savaşı’yla ilgili eserler, nadir belgelere işaret eden çalışmalar arasında yer alıyor. Ayrıca Türkiye’nin coğrafi, ekonomik ve sosyal dokusunu yansıtan belgeler de arşivde mevcut. Bu materyaller tarandıkça Film Mirasım sitesine ve YouTube hesabına yüklenecek ve halka ücretsiz sunulacak.
Sine YouTube kanalı ise yaklaşık bir yıl önce aktif hâle getirildi ve dijitalleştirilen filmler burada da görülebiliyor. Kanalın takipçi sayısı 10 binin üzerinde ve toplam görüntülenme 12 milyonu aştı; bu durum, yapılan çalışmaların geniş kitlelerce izlendiğini gösteriyor.
Vatandaşlardan gelen belgelerin içerik analizleri de platform üzerinden güncelleniyor. Bilginin büyüğü küçüğü olmaz; kısa filmler dahi önemli veriler barındırabiliyor. Kısa süreli içerikler bile tarih çalışmaları için değerli kaynaklar olarak değerlendiriliyor ve bilimsel çalışmalarla ilişkilendiriliyor.
Dijitalleşme süreci çok aşamalı bir yöntemle ilerliyor. Filmler temizlendikten sonra dijital tarama cihazına aktarılıyor; görüntü ve sesin uyumlu hâle getirildiği bu aşamada etiketlerle içerik analizleri yapılıyor ve son olarak kamuoyuyla paylaşılıyor. Yayına alındığında izleyicinin hızlı bir şekilde sosyal medya üzerinden geri dönüşleri alınıyor; nadiren de olsa dikkat çekmeyen bir film, paylaşım sırasında fark edilebiliyor. Örneğin Pietro Canonica’nın Taksim Anıtı ile ilgili çekimler ve Hasan Ferit Alnar’ın konserine ilişkin kayıtlar da bu süreçte öne çıkan parçalar arasında yer aldı.
Arşivde Türk sinemasının çeşitli örneklerinin bulunduğunu belirten Değirmenci, filmlerin çoğu zaman kişisel koleksiyonlarda kaybolabildiğini ifade etti. Bu nedenle çağrıda bulunarak, elindeki belge filmi veya kaydı bize ulaştıranların arşivle korunması için yardım ettiğini belirtti. Böyle bir dayanışma ile arşivimizin daha güvenli ve erişilebilir hâle geldiğini vurguladı.