Fidan’ın Washington Görüşmeleri: Suriye, Sezar Yasası ve Bölgesel İşbirliği Üzerine Detaylar

Washington temaslarına ilişkin basın mensuplarına konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye-ABD gündeminin önceliklerini ve görüşülen konuları özetledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Başkan Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile Barrack ve birçok yetkilinin Beyaz Saray’da kendilerine davet edildiğini belirtti. Fidan, ziyaretin Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın ziyaret takvimine paralel şekilde ilerlediğini ve Şara’nın Trump ekibiyle görüşmelerine değindi; kendisinin de davetli olması sebebinin bu temaslar olduğunu kaydetti.

Türkiye’nin Suriye ile ilgili genel politikalarını ve ABD ile işbirliği olanaklarını görüşmek için geniş bir çerçeve üzerinden toplantılar yapıldığını ifade eden Fidan, özellikle Suriye’nin güneyi ve kuzeyindeki sorun alanlarının nasıl daha etkili yönetilebileceği, Sezar Yasası’na ilişkin çalışmaların nasıl sürdürülebileceği konularında karşılıklı fikir alışverişinde bulunulduğunu belirtti. Beyaz Saray’daki görüşmelere Rubio, Esad Hasan Şeybani, Witkoff ve Barrack katıldı; daha sonra Başkan Yardımcısı JD Vance’in de toplantıya katılımı açıklandı.

Fidan, Witkoff ve Barrack ile ayrı bir oturum gerçekleştirildiğini ve Witkoff’un Filistin dosyasındaki konuları Gazze’de sağlanan ateşkes ile ilgili yaşanan aksaklıklar dahil ayrıntılı olarak ele aldıklarını söyledi. Rusya-Ukrayna konusunun da uzun görüşmelere konu olduğunu dile getiren Fidan, savaşın durdurulması için atılacak adımlar ve ABD ile bu yönde nasıl işbirliği yapılabileceği üzerinde durulduğunu belirtti. İran nükleer müzakereleri ve bölgedeki etkileri hakkında da ABD’nin yaklaşımı tartışıldı ve bu konuların bölgeyi yakından ilgilendirdiği vurgulandı.

WİTKOFF VE BARRACK İLE AYRI GÖRÜŞME Fidan, Witkoff ve Barrack ile özel bir oturum daha gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, Witkoff’un Filistin dosyası ve Gazze’deki ateşkes sonrası sürecin uygulanabilirliği üzerine ayrıntılı görüşler paylaştıklarını kaydetti. Rusya-Ukrayna konusundaki yaklaşımını da bu oturumlarda netleştirdiklerini ifade eden Fidan, Washington’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konudaki görüşlerini paylaştıklarını belirtti. “SEZAR YASASI’NIN TAMAMEN ORTADAN KALDIRILMASI ÖNEMLİ” vurgusu ile Sezar Yasası’nın kalıcı olarak kaldırılması ve Kongre’den geçme sürecinin yeni bir istisnasız yapıya kavuşması gerektiğini belirten Fidan, bu yönde hem Şara’nın anlattıklarını hem kendi görüşlerini aktardıklarını söyledi. Şara’nın Kongre üyeleriyle temaslarına da vurgu yapan Fidan, oylamanın Kongre üyelerinin kararına bırakılacağını sözlerine ekledi.

Suriye’nin Bütünlüğü ve Güvenlik Fidan, güneydeki Süveyda ve kuzeydoğudaki SDG bölgelerindeki gelişmelerin ülkenin bütünlüğü üzerinde nasıl etkiler yaratabileceğini analiz ettiklerini söyledi. Etkin bir yönetim için kuzey, kuzeydoğu ve güneydeki sorunların dengeli ele alınmasının önemine dikkat çekti ve bu kapsamda herkesin güvenliğini ön planda tutan bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca kimsenin baskı altında olmaması ve farklı etnik-dini grupların haklarını koruyan bir çerçeve üzerinde uzlaşı aranmasının kritik olduğuna işaret etti.

Üçlü Görüşme ve Gelecek Adımlar Fidan, Şeybani ve Rubio ile yapılan üçlü görüşmede Türkiye, ABD ve Suriye’nin ortak perspektiflerini ve işbirliği olanaklarını değerlendirdiklerini söyledi. Antalya’da düzenlenen üçüncü taraf toplantılarla bu işbirliğinin pekiştirildiğini belirten Fidan, Barrack’ın sürekli iletişimde olmasının süreci hızlandırdığını ifade etti. “Türkiye olarak soykırımın durdurulması ve insani yardımların başlatılması önceliklerimiz arasındadır.” Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi’nde doğrudan üye olmamasına rağmen Gazze konusundaki temas grupları ve sekiz ülkelik dayanışma çerçeveleriyle yürütülen çabaların devam ettiğini aktardı. İstanbul’daki Gazze toplantısı ve sonrasındaki süreçler hakkında bilgi veren Fidan, uluslararası kararın temel parametrelerini belirleyici metinler üzerinde çalışmaların sürdüğünü ve tüm aktörlerin görüşlerinin alındığını ifade etti. Şu anda üzerinde çalışılan ortak bir metnin taslak halinde olduğunu ve taraflar arasında anlaşmaya varılacak bir yol haritası arandığını sözlerine ekledi.