Fenerbahçe’nin Eyüpspor Maçı Sonrası Taraftar ve Yönetim Tepkileriyle Dolup Taşan Sezon Değerlendirmesi

Süper Lig’de Fenerbahçe, Eyüpspor’u 2-1 mağlup ederken karşılaşmaya damga vuran taraftar tepkileri ve sezon genelindeki eleştiriler gündemi belirledi.

En Nesyri’nin golü sonrası tribünlerde yükselen ıslık sesleri ve tepkiler, maçın en dikkat çekici anlarından biri oldu. Bu durum, hem futbolcular hem de teknik ekip açısından moral bozucu bir atmosfer yarattı. Milliyet yazarı Halil Özer, hem karşılaşmayı hem de sezonun genel durumunu detaylıca değerlendirdi.

HALİL ÖZER: Suçlu Ayağa Kalk (MİLLİYET)

Maçı fazla uzatmaya gerek yok. Bu karşılaşma gerçekten de gereksizdi. Fenerbahçe, mücadeleyi dominant bir şekilde yönetti. Ancak taraftarların maç boyunca gösterdiği olumsuz baskı ve tepkiler, oyunun ruhunu ve atmosferini olumsuz etkiledi. Özellikle En Nesyri’nin golü sonrası yuhalanması, maçın en anlamsız ve utanç verici görüntülerinden biri oldu. Bu tepkiyi gösteren taraftarlar, adamın kendi çabasıyla attığı golü alkışlaması gerekirken, tam tersi bir tutum sergilediler. Eğer ben olsaydım, aynı şekilde tepki gösterirdim çünkü bu davranış, futbolun ruhuna aykırıdır. Eyüpspor ise Avrupa kupaları hedefiyle mücadele ederken, sezonu istediği gibi tamamlayamadı.

Maçın en akılda kalan anlarından biri ise, Dzeko’nun kendi çabasıyla attığı gol oldu. Neyse ki, o gol yuhalanmadı ve maçın en güzel anlarından biri olarak hafızalara kazındı. Genel anlamda, Fenerbahçe galip gelmesine rağmen, maçın atmosferi ve ortamı oldukça sıkıntılıydı. Takım, hiçbir futbolcunun arzu etmeyeceği türden zor ve olumsuz bir ortamda mücadele etti. Yine de kazanmayı başarmaları, takımın dirayetini gösterdi.

BU SEZON HANGİ MAÇLARA ÖNEM VERDİNİZ?

Aslında sezon boyunca çok şey yazılabilir, ama kısa ve öz bir özet yapalım. İlk olarak, taraftar hakkında…

Yıllardır şampiyon olamama durumu, taraftarın tepkisini artırıyor. Ancak kendinizi de sorgulamanız gerekir. Sevilla maçında, UEFA Kupası’nda finale çıkmanızı engelleyen kale arkası tribünleri ve taraftarlar hâlâ içimizde duruyor. Şimdi ise yönetime bağırıyorlar. Bu durum, taraftarın gerçek destek ve sadakatten uzak olduğunu gösteriyor. Peki, bu sezon hangi maçta gerçekten etkin oldunuz, sadece çekirdek çitletip, story paylaşmaktan başka ne yaptınız? Bu sezon herhangi bir maçta Mourinho’ya destek oldunuz mu? Maalesef, duymadım bile.

KADIKÖY’Ü CENETTE ÇEVİRDİNİZ

O saha, rakip takımların korkarak çıktığı bir arena olmaktan çıktı. Şimdi ise rahatça takılıyorlar. Orayı adeta cennet gibi hale getirdiniz. Sonra gidip, yakın zamanda Final Four’da oynayacak basketbol takımını yuhalıyor, onların mücadelelerini küçümsüyorsunuz. O takımdaki Tadiç gibi, toplamda 33 asist yapan ve aynı zamanda çok fazla asist hatası yapan oyuncuyu bile eleştiriyorsunuz. Taraftarın, ne zaman tepki verme hakkı var? Her türlü yükümlülüğünüzü yerine getirdiğinizde… Ama bu durumu gönül rahatlığıyla söyleyebiliyor musunuz? Bu soruların cevabı, sezon boyunca gösterilen tutumun ne kadar yüzeysel ve samimiyetsiz olduğunu ortaya koyuyor.

MERT HAKAN’IN ARKASINDA HANGİ AKLA HİZMET DURDUNUZ

Son olarak, yönetime de değinelim. Öncelikle, o statta sadece paralı taraftara yol açtınız ve sonuç ortada. Halkın takımı olan Fenerbahçe’nin taraftarı, oradan çekildi. Sezon boyunca, Mert Hakan’ın arkasında hangi akla hizmet durduğunuzu anlamak oldukça güç. Ali Şansalan’a şampiyonluk maçında düdük çaldırmayı teklif ettiniz, bu gerçekten de büyük bir şaka gibi. Ayrıca, Galatasaray maçına yabancı hakem getirttiniz ve MHK başka kimse yokmuş gibi 4. hakem olarak Kadir Sağlam’ı atadınız. Bu kararlar, sezonda büyük soru işaretleri yaratmaya devam etti. Her maç sonunda, Mert Hakan’ı övmeniz, aslında her şeyi anlatıyor. Hiçbir somut adım atmadınız ve etkinlik gösteremediniz. Bu sezonun büyük suçlusu çok, Mourinho ve futbolcuları ise ayrı bir konu. Ama şu ortamda, en büyük sorumluluk yönetim ve taraftarın. Kısacası, Fenerbahçe şampiyon olmak istiyorsa, önce kendine dönüp, birlik olmalı ve birlikte hareket etmeli.

FAİK ÇETİNER: ‘KADIKÖY’Ü KİM BOŞALTTI?’ (FANATİK)

“Dört-beş hafta öncesine kadar, evinde kapalı gişe oynayan ve şampiyonluk hesapları yapan Fenerbahçe, bir anda büyük bir gerileme yaşadı. Sezonun sonunda, kendi sahasında boş tribünler ve protestolar altında mücadele etmek zorunda kaldı. Lig liderliği yapan Eyüpspor, sezonu erken kapatmış gibi görünüyordu. Kendi sahasında sürekli hazırlık pasları yapan misafir takım ise, ofansif futbol beceremedi. Bu durum, takımın sezon boyunca yaşadığı ciddi sorunların ve güvensizliğin göstergesiydi.”

Fenerbahçe ise sezon boyunca alışılmış görüntüsünü sergiledi. Tadiç, Kostiç soldan, Oğuz Aydın sağdan orta yaparken, En Nesyri kafa vuruyor. Tadic, kaleyi gören yerden şut atıyor, Fred ve Szymanski ise zaman zaman görünüp kayboluyor. Djiku yine hatalar yapıyor ve son bölümlerde Dzeko’nun gol atması için oyuna giriyor. Bu görüntü, iyi ve hızlı futbol oynamanın zor olduğu, sezon sonunda ise hocaya ve oyunculara olan güvenin sarsıldığı bir tablo ortaya koyuyor. Mourinho’ya sormak gerek; havaya attığın paraların üzerinde Cenk Tosun ve Yusuf Akçiçek’in (1 dakika kala oyuna alınan) resimleri yok mu? Bu kadar mı değersizleştirildi takımlar ve oyuncular?

KADIKÖY ESKİ HAVASINDAN UZAK VE BOŞALMIŞ DURUMDA

Golü atan En Nesyri’yi, Tadiç’i ve Szymanski’yi yuhalatmak için mi dışarı alıyorsunuz? Futbol izlemeye değil, protesto etmeye gelen Sarı-Lacivertli taraftarlar, 90 dakika boyunca Başkan Ali Koç’un istifasını talep ettiler. Fenerbahçe’nin efsanevi mekanı Kadıköy, artık eski atmosferinden uzak ve boşalmış durumda. O zaman soralım: Kadıköy’ü kim boşalttı? Yönetim mi, futbolcular mı, yoksa Mourinho mu? Bu sorular, sezonun sonunda ortaya çıkan gerçekleri ve takımın yaşadığı içsel krizleri gözler önüne seriyor. Artık, birlik ve beraberlik zamanı. Yoksa bu sezonun acı sonuçları, sadece başlangıç olur.”