DOLAR
40,9855
EURO
48,1522
ALTIN
4.448,05
BIST
11.372,33
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
32°C
İstanbul
32°C
Açık
Cumartesi Açık
29°C
Pazar Parçalı Bulutlu
28°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
28°C
Salı Açık
28°C

Fazıl Say: Hayat kendimizle savaşla geçiyor ve o savaştan da korkmamak gerek

Fazıl Say’in yaşam mücadelesini, cesaret ve tutkuyla anlatan derin bir yolculuk. Hayattan korkmadan savaşı kucaklayın.

Fazıl Say: Hayat kendimizle savaşla geçiyor ve o savaştan da korkmamak gerek
21.08.2025 23:08
A+
A-

Sevgili Fazıl Say, siz yayınımıza konuk olurken yüz yüze konuştuğumuz günleri hatırlatıyoruz. Bugün sözümüzü, kısa sürede ikinci basıma ulaşan yeni kitabınız üzerinde yoğunlaştırıyoruz; ayrıca müziğin ve sanatın farklı yönlerini de masaya yatırıyoruz. Kitabınız hakkında konuşmaya başlarken, imzalı kitaplar ve acmzone.com üzerinden okurlara ulaşma çabalarınız dikkat çekiyor. Her gün yüzlerce imza atıyorsunuz; bu süreç, sizin için geri dönüşlerle dolu bir maraton olmuş.

“Müzisyenin gözüyle dünya” teması üzerinden ilerleyen bu sohbet, 2020’nin sanatçı gözüyle bir fotoğrafını çekiyor. Türkiye’deki şiir geleneği ve edebiyat gücünün, bu çağ için hâlâ etkili olduğunu düşünüyor ve bu eserlere dair düşüncelerinizi paylaşıyorsunuz. Kendinizi bir müzisyen olarak konumlandırıyor, ama aynı zamanda denemeci bir bakışla günlük yaşantınızı, öğrenme merakınızı ve dürüstlük ilkesini de vurguluyorsunuz.

Yaşanan yolculuklar ve sahne yıllarınız, bu kitabın temel dinamiklerinden birini oluşturuyor. Sonuç olarak, bu eser bir savaş değil; bir iç hesaplaşma, bir gözlem ve açık yürekli bir anlatı olarak öne çıkıyor. Konforlu düşünceleri kolayca reddeden bir yazar olarak, geçmişin izleriyle bugün arasındaki bağı da topluyor ve okuyucuyla paylaşmayı hedefliyor.

İleriye dönük önyargılar ve değişim konusuna gelince, değişmeyen tek şeyin değişim olduğuna işaret ediyorsunuz. 2017’den bu yana sosyal medya üzerinden gördüğünüz tartışmaları gözden geçirerek söylemlerinizdeki kırılmaları, hataları ve evrensel düşünceye vurgu yapan noktaları belirtiyorsunuz. Her şeyin bir fikri temsil ettiği inancını koruyarak, müziğinizin bu ülkeyi temsil ettiği inancını da yineleyen bir tutumunuz var.

Yollar uzun, yolculuklar yorucu. Japonya’ya yaptığınız turnelerde edindiğiniz gözlemlerden hareketle, konser salonlarının imkanlarından yemek kültürüne kadar pek çok ayrıntıyı yazılarınıza taşıyorsunuz. İçinizdeki tartışmaları ve doğrudan cevapları paylaşırken, kimseyi tek bir kesimin temsilcisi olarak görmemeniz gerektiğini de vurguluyorsunuz.

Beethoven’e olan ilginiz, Bach, Mozart, Beethoven üçlüsünün müziğini nasıl farkla ele aldığınızı da ortaya koyuyor. Beethoven’ın sağırlıkla gelen bir dönemde eserler ürettiğini düşündüğümüzde, onunla ilgili içselleştirilmiş bir anlatım geliştirdiğinizi belirtiyorsunuz. Mozart’a olan doğrudan uyum ve Beethoven’a karşı derin analiz birbirini tamamlıyor; bu dengeyi dinleyenler ve okurlar için net bir çerçeve haline getiriyorsunuz.

Barok döneme dönük çalışmalarınızda ilerleyen yıllarda Handel ve Bach odaklı çalışmaların artacağını ifade ediyorsunuz; ayrıca Couperin ve Rameau gibi dönemden eserlere yönelme ihtimalinizi değerlendiriyorsunuz. Bu süreçte kendi imzanızı atarken, barok klavyeli çalgılar için yeniden yorumlar geliştirmekten de çekinmiyorsunuz.

Türk müziği ve Türk motifleriyle Batı mirasını buluşturan “alla turca” etkileri, Mozart dönemiyle sınırlı kalmıyor; bu yaklaşımla Barok besteciler arasında da karşılaşıyoruz. Örneğin, Mozart’ın “Saraydan Kız Kaçırma” operasındaki zil kullanımları gibi referanslar, sizin çalışmalarınıza da yansıyor.

Şu Dünyanın Sırrı albümüyle ilgili heyecanınızı paylaşırken, bu projede Serenad Bağcan ile çalışmanın sizin için ne ifade ettiğini aktarıyorsunuz. Bu proje, edebiyatla iç içe olan bir sanatçı kimliğinizi korurken, şairlerin sözlerini müziğe taşımanın verdiği tatmin ve anlamı da ortaya koyuyor.

Siz, şiir ve şairlerle kurduğunuz bağı sürdürmeye kararlı görünüyorsunuz. Ahmet Say’ın oğlu olmanın size kazandırdığı avantajlar da bu bağı güçlendirmiş gibi görünüyor. Bu çerçevede, gelecekte benzer şarkı albümlerini ve vokal eserleri sürdürmeyi planlıyorsunuz. İnsanların büyük çoğunluğunun şarkılarınızı dinlediğini belirterek, vokal çalışmaların bir şekilde piyano eserleriniz kadar önemli olduğuna vurgu yapıyorsunuz.

Güncel müzik dünyasının trendlerini takip eder misiniz? Günlük dinlenenler arasında Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Zülfü Livaneli ve Sertab Erener gibi isimler geçiyor; nostaljik bir tatla geçmiş döneme ait armoni ve kontrpuan içeren eserler, sizin için belirli bir tatmin kaynağı. Ancak hip hop gibi türleri “adalı bir şekilde” dinleyebilseniz de, temel ilginizin çok sesli müziğin zenginliğinde olduğunun altını çiziyorsunuz.

Online konserler ve salgın süreci: İnsanları konser salonlarına çekme konusunda hangi yolun daha güvenli olduğuna bakıyoruz. Salgın tartışmaları sürerken, sosyal mesafe ve güvenli kalabalık yönetimi gibi konulara odaklanıyorsunuz. Gerçek şu ki, pandemi dönemi sanatı vurdu; bu süreçte üretim ve performans açısından çeşitli zorluklar yaşandı. Bu dönemde ısrarla online içerik üretmeye devam etmekle birlikte, sahnede olmanın verdiği duygunun ve seyirciyle yüz yüze buluşmanın önemine vurgu yapıyorsunuz.

48. İstanbul Müzik Festivali örneğinde gördüğümüz gibi, online alternatifler elbette var; fakat siz bu süreçte konserleri tamamen bırakmayı düşünmüyorsunuz. Aşının bulunması ve güvenin geri dönmesiyle normalleşmenin mümkün olacağına dair inancınızı koruyorsunuz. Bu nedenle, sabırlı olmak ve gereken desteği almak gerektiğini ifade ediyorsunuz.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.