Faizsiz tasarruf finansmanı yeni düzenlemeyle organizasyon ücreti ve ödeme modellerini sade ve etkili anlatıyor.

Son dönemlerde kredi faizlerindeki artışın etkisiyle vatandaşlar tasarruf finansman şirketlerine yöneldi. Faizsiz bir yapı altında gayrimenkul veya araç alımını tercih edenler için bu sistemler birinci seçenek haline geldi; buna ek olarak Emlak Katılım Bankası çatısı altında faizsiz finansman modelinin uygulanmasıyla süreç hız kazandı.
FAİZSİZ FİNANSMANDA YENİ DÜZENLEME Normalde sisteme giriş ve organizasyon ücreti gibi masraflarla başlanan tasarruf süreci, yeni düzenlemeyle birlikte prendeki değişiklikleri beraberinde getiriyor. Konu uzmanları, bu finansman modelinin Türkiye’de giderek daha çok tercih edildiğini belirtiyor; konut, iş yeri veya araç gibi ihtiyaçlar için hem sabit hem de taşınabilir varlıklar için kullanıldığına dikkat çekiliyor.
MEVCUTTA KURALLI ve KURASIZ MODELLER Her iki modelde de katılımcılar başlangıçta bir organizasyon bedeli ödemiyor. Kurasız modelde belirli bir süre sonra talep edilen finansman için başvuru yapılabiliyor; kuralı modelde ise ödeme tutarı üzerinden bir kura süreci işletiliyor ve kura çıktığında finansman kullanıma açılıyor.
ORGANİZASYON BEDELİNİN DÜZENLENMESİ Başlangıçta ödenen organizasyon ücreti %7 olarak uygulanıyordu. Yeni düzenleme ile bu ücretin asgari %50’si tasarruf sözleşmesi sırasında ve ilk tasarruf döneminde alınacak; kalan kısmı ise ikinci tasarruf döneminde ardışık ve eşit taksitlerle ödenebilecek. Ayrıca kredi kartına ilave taksit uygulanması konusunda sınırlamalar getirildi.
KURASIZ ve KURALI MODELLERDE TAKSİT DURUMU Birçok tasarruf şirketinin faaliyet gösterdiği bu alanda düzenlemeler, haksız rekabetin önüne geçmeyi hedefliyor. Kurasız modelde başlangıç taksiti ile başlanırken, kuralı modelde ise kura çıktıktan sonra finansman kullanılabilir hale geliyor. Ayrıca yeni düzenlemeyle kalan organizasyon ücretinin ödenmesi için ikinci tasarruf döneminde en fazla 4 taksit uygulanması öngörüldü.
VİDEOYA YAKINLAŞMA VE ŞİKÂYETLER Faizsiz finansman sistemine girenin yarısı ilerleyen dönemde bu sistemi terk ediyor. Enflasyonun yüksek olduğu ortamlar nedeniyle kullanıcılar bazı durumlarda sistemden çıkabiliyor; bu da tasarruf finansman şirketleri için bazı avantajlar doğuruyor. Ancak vade sonu kura bağlı olanlar için beklenen getiri, yatırılan paranın TL olarak iade edilmesiyle sınırlı kalabiliyor ve tüketici açısından bazı riskler doğabiliyor.
DEVLET VE İŞLEYİŞ Emlak Katılım’ın bu yapıdaki rolü giderek büyüyor; devlet bankalarının da tasarruf finansman sistemine dahil olması bekleniyor. Sisteme girildiğinde bir yıl sonra ev alınacağı varsayıldığında, konut fiyatlarının bu süreçte artmasıyla bütçe daralabilir. Sonuç olarak, faizsiz diyerek kuraya bağlı süreç tüketici için şans faktörüne bağlı hale geliyor; bazı kullanıcılar ikinci konut için kredi yerine tasarrufu tercih ediyor.