Eskişehir’den Rize’ye giden uçak kazası ve kurtarma çalışmaları hakkında detaylar, olayın gelişimi ve son durum hakkında bilgi alın.
Sivil havacılık tutkunluğu ve emekli elektrik mühendisi olan amatör pilot Mehmet Demirci, kullandığı M20J tipi tek motorlu uçağıyla 2 Temmuz Çarşamba günü saat 18.00 civarında Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinden havalandı. Uçuşunu Rize-Artvin Havalimanı’na yönlendiren pilot Demirci, Rize-Erzurum sınırındaki Kaçkar Dağları yakınlarında meydana gelen talihsiz kazada uçakla irtibatını kaybetti. Olay yerinde hayatını kaybeden Mehmet Demirci’nin yanında yolcu olarak bulunan Hicran Kaya ise yaralandı.
Kazanın ardından bölgeye ulaşmak üzere arama kurtarma ekipleri seferber oldu. Jandarma Arama Kurtarma (JAK), Kaçkar Dağcılık Rafting Kayak Spor İhtisas Kulübü (KDRK) ve İkizdere Arama Kurtarma (İDAK) ekiplerinden oluşan toplam 16 kişilik uzman grubun çalışmaları, yaklaşık 8 saatlik zorlu bir yürüyüş ve operasyon sonucunda sonuç verdi. Uzman ekipler, yoğun hava koşulları ve doğal engellere rağmen uçak enkazına ulaşmayı başardı.
Yaralı Hicran Kaya ve hayatını kaybeden pilot Mehmet Demirci’nin cansız bedenleri, JAK timlerinin organize ettiği helikopterle Erzurum’a sevk edildi. Erzurum Şehir Hastanesi’ne getirilen Hicran Kaya, burada acil tedavi altına alınırken, pilot Demirci’nin cenazesi ise otopsi işlemlerinin ardından ailesine teslim edilerek İstanbul’da toprağa verildi.
Arama çalışmalarına katılan 16 kişilik ekibin öncü ismi olan KDRK üyesi dağcı Hüsnü Kan, yaşanan süreci şu şekilde anlattı: “Erzurum, Rize ve Bayburt sınırlarında yürütülen operasyonlara katıldık. Anzer Yaylası’ndan yaya olarak yola çıktık ve enkaza yaklaşık 5 dakika önce ulaştık. O anları kayda almayı başardık. Enkazda bulunan yaralı Hicran Kaya ile iletişim kurduk ve durumu hakkında bilgi aldık.”
Yaralı ve enkazın yakınında bulunan ekip üyelerinden Ali Yılmaz, DHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Gözlerimizle uçağı ilk gördüğümüzde büyük bir sevinç yaşadık. Yaklaşık 8 saatlik zorlu yürüyüşün ardından uçağa ulaştık. Yaralımızın durumunun stabil olduğunu öğrendik. Uçağın içindekilerin hayatta kalması, bizler için en büyük şans oldu” dedi.
Yaralı Hicran Kaya’nın hayatta kalmasını sağlayan en büyük faktörün, uçağın içerde olması olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Orası soğuk havadan ve dışarıdaki şartlardan daha güvenliydi. Eğer uçaktan çıkmış olsaydı, hipodermik riskleriyle yüz yüze kalabilirdi. Çok düşük sıcaklıklar ve olumsuz hava koşulları altında, uçak içi ortam onun hayatta kalmasını sağladı” şeklinde konuştu.
Dağcı Ali Yılmaz, olay anını şöyle aktardı: “Yaralımız konuşabiliyordu ve durumu iyiydi. Uçağın düştüğü noktayı ve kazanın nasıl gerçekleştiğini anlattı. Pilot, uçağı alçaktan uçurmuş ve ‘Çok alçaktan gidiyoruz, biraz yükselmemiz lazım’ demiş. Pilot, ‘Problem olmaz, geçeriz’ diyerek sisli hava şartlarına aldırmadan uçmaya devam etmiş.”
Ali Yılmaz, “Ekip arkadaşlarım ve ben, hayatımızı hiçe sayarak, inanarak ve ekip ruhuyla hareket ettik. Bu zorlu koşullarda bile pes etmedik ve sonunda uçağı bulduk. Herkesin gayreti ve dayanışmasıyla bu başarıyı elde ettik” diyerek, ekip çalışmasının önemine vurgu yaptı.
Bu olay, arama kurtarma ekiplerinin ne kadar hazırlıklı ve kararlı olduklarını bir kez daha gösterdi. Ayrıca, dağcılık ve arama kurtarma becerilerinin hayati önem taşıdığını da kanıtlamış oldu.