Endometrium kanseri için erken teşhis ve etkili tedavi yaklaşımları, riskler, belirtler ve yaşamsal sonuçlar hakkında özet ve güven verici bilgiler.
Rahimin iç tabakasını döşeyen hücrelerden kaynaklanan endometrium kanseri, 55–65 yaş arası kadınlarda daha sık görülen bir durumdur. Türkiye’deki veriler, her 100 bin kadından yaklaşık 14’ünün bu tanıyı aldığını ve yıllık yaklaşık 8 bin yeni vaka kaydedildiğini göstermektedir. Artan obezite oranları ve yaşam süresinin uzaması, hastalığın görülme sıklığında son yıllarda artışa işaret eder. Genç yaşlarda da olabileceğini belirtmek gerekir; çünkü metabolik hastalıklar ve obezite bu kanser için önemli riskler arasındadır. Hastalığın en kritik özelliği, anormal kanama ile kendini gösterebilmesidir. Halk arasında sıkça “rahim kanseri” olarak adlandırılan bu duruma, endometrium kanseri denir. Ancak serviks kanseri ile karıştırılmaması gerekir; HPV’nin yol açtığı rahim ağzı kanseri bu iki durumdan farklıdır.
OBEZİTE VE RİSK FAKTÖRLERİ Hızlı ergenlik dönemi başlangıcı, geç menopoz, östrojenle aşırı temas, diyabet, hipertansiyon ve yüksek kolesterol gibi metabolik sorunların bir arada bulunması kanser için bir arka plan oluşturabilir. Özellikle obezite, endometrium kanseri açısından önemli bir tetikleyicidir. Türkiye verileri, 15 yaş üstü kadınlarda obezite oranlarının yaklaşık %20–%23 seviyesinde olduğunu gösterirken, polikistik overli bireylerde bu oran %10–%14 arasındadır. Tedavi edilmediğinde bu faktörler yaşla birlikte hastalığın sıklığını artırabilir.
BELİRTİLERİN İLK KONUSU: DÜZENLİKSİZ VE AŞIRI KANAMA Endometrium kanserinin en sık görülen belirtisi olan kanama, genellikle hastaların ilk fark ettiği semptomdur. Postmenopozal kadınlarda yaklaşık olarak %30–%36’sında vajinal kanama gözlenebilir. Çoğu durumda bu bulgu iyi huylu olabilir; ancak mutlaka hekime başvurulmalıdır. Ayrıca alt karın bölgesinde baskı, ağrı, lekelenme, cinsel ilişkide kanama veya kanlı akıntı gibi belirtiler de dikkate alınmalıdır. Hastalıkların yaklaşık %5’inde genetik faktörler rol oynar; Lynch sendromu bu alanda öne çıkan örneklerden biridir ve bu durum genellikle daha erken yaşlarda endometrium kanseriyle ilişkilendirilebilir. Gerekli durumda 30 yaşından itibaren yılda ultrasonografik kontroller ve gerektiğinde rahim içinden biyopsi uygulanabilir.
DÜZENLİ KONTROL VE TARAMA DEĞERİ Endometrium kanseri için rutin bir tarama programı bulunmamakla birlikte, anormal kanama durumunda gecikmeden bir uzmana başvurmak hayati öneme sahiptir. Geleneksel olarak yıllık ultrasonografi bazı riskli hastalarda yol gösterici olabilir ve gerekirse rahim içinden parça alınabilir.
CERRAHİ VE SONRASI TEDAVİ YAKLAŞIMLARI Tedavi süreci, hastalığın evresi ve hastanın genel durumu ile yakından ilişkilidir: Endometrium kanserlerinin yaklaşık %70’i erken evrede rahimle sınırlı olabilir; bu durum cerrahiye uygunluğu artırır. Erken ve düşük evreli vakalarda cerrahi tedavi önceliklidir. Gerekli durumlarda cerrahi sonrası ışın tedavisi veya kemoterapi/ilaç tedavisi eklenebilir. Yaş, tümör tipi, hastalığın yayılımı ve lenf bezlerine sıçrama gibi faktörler tedavi planını belirler. Genç hastalarda ise koruyucu yaklaşımlar değerlendirilebilir; rahim korunarak medikal tedavi (progesteron türevleri) uygulanabilir ve hastalık kontrol altına alındığında gebelik hedeflenir, gebelik sonrası idame planı yapılır.
ERKEN TANI HAYAT KURTARIR Endometrium kanseri, jinekolojik tümörler arasında en sık görülen türlerden biridir. Erken dönemde anormal kanamaların dikkate alınması ve sağlık kuruluşlarına başvuru, hastalığın seyrini değiştirecek ana adımdır. Erken tanı konulduğu takdirde prognoz genellikle olumlu olur; bu nedenle belirtiler hissedildiğinde zaman kaybetmeden uzman desteği almak hayati öneme sahiptir.