Elbistan Hastanesi olayında yanlış kan verilmesi ve yargı ile manevi tazminat kararını özetleyen güvenilir, akıcı bir haber özeti.

Elbistan Devlet Hastanesi’nde 27 Şubat 2020’de meydana gelen olayda, rahatsızlığı nedeniyle hastaneye yatırılan Gülseren Alkaya’nın hayatını kaybetmesiyle ilgili süreç işledi. Aile, ölüm nedeninin kalp krizi olarak belirtildiğini öğrendikten sonra hastaneden bir çalışanın polisi arayarak, “Kadına yanlış kan verildi; bu yüzden öldü” ihbarında bulunduğunu ileri sürdü. Soruşturma neticesinde, kan grubunun 0 Rh (+) olan Alkaya’ya hemşire Abdullah Ö. tarafından A Rh (+) kan verildiği ve bunun ölüm nedeni olarak tespit edildiği belirtildi. Bu kapsamda Abdullah Ö. hakkında “Taksirle ölüme neden olma” suçundan dava açıldı ve ilk mahkeme 3 yıl 4 ay hapis ile 1 yıl 3 ay meslekten men cezası verdi.
İtiraz sürecinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16’ncı Ceza Dairesi, yerel mahkemenin hapis cezasını onayladı; meslekten men cezasını ise 1 yıl 8 aya yükseltti. BİLİRKİŞİ, KALAN ÖMRÜNÜ 12 YIL 8 AY OLARAK HESAPLADI Bu gelişme, olayın ardından Gülseren Alkaya’nın altı çocuğu tarafından idarenin kusuru olduğuna dair maddi ve manevi tazminat davasının açılmasına yol açtı. İdare aleyhine gelen dosyada bilirkişiye başvuruldu ve 2010 Yaşam Tablosu üzerinden, Gülseren Alkaya’nın muhtemel yaşam süresinin 79 yıl 9 ay olduğu, 67 yaşında vefat etmesi nedeniyle olay tarihine kadar kalan ömrünün 12 yıl 8 ay olduğuna işaret edildi. Ancak rapor, her bir davacı için maddi tazminat talebinin 0 TL olarak hesaplandığını açıkladı.
‘MANEVİ TAZMİNAT, ZENGİNLEŞMEYE YOL AÇMAYACAK MİKTARDA SAPTANMASI ZORUNLUDUR’ Bu tespit sonrası mahkeme, davacıların maddi tazminat taleplerini reddedip, her biri için 40 bin TL olmak üzere toplam 240 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Kararın gerekçesinde, manevi tazminatın yalnızca maddi zararları karşılamayı amaçlamadığı, yaşanan olumsuzluk ve duygu durumlarının da zarara yol açabileceği ifade edildi. Ayrıca, tazminat miktarının idarenin kusurunun niteliği ve ağırlığı gözetilerek belirlenmesi gerektiği vurgulandı.
‘ANNEMİN CANI 240 BİN LİRAYMIŞ’ Kararı değerlendiren Gülseren Alkaya’nın oğlu Mehmet Akif Alkaya, annesini grip şikayetiyle hastaneye götürdüğünü ve taburcu edilmesini beklerken cenazesini aldığını anlattı. Olayın başlangıcında annesinin ölümünün üzerinin örtülmeye çalışıldığı yönündeki iddialarını paylaşan Alkaya, hastanede yapılan otopsi ve savcılık süreci hakkında da bilgi verdi. Bir ihbarla başlayan süreç, sonunda hemşireye yönelik hapis cezalarını ve idare aleyhine manevi tazminat kararını beraberinde getirdi. Ancak ailesi, mahkemenin manevi tazminatı 240 bin TL olarak belirlemesini “annemin canı 240 bin liraymış” sözleriyle eleştirdi.