Her çocuğun üniversite okuması değil,
her çocuğun kendi yeteneğinde zirveye çıkmasıdır
asıl hedef.
Bir ülkenin geleceğini görmek için onun okullarına bakın derler. Bugün biz, okullarımıza baktığımızda ne görüyoruz? Umut dolu gözlerle sıralara oturan çocukları mı, yoksa yıllarını kaybedip üniversite kapılarında hayal kırıklığı yaşayan gençleri mi?
Türkiye’nin en sessiz ama en derin çığlığı eğitimden yükseliyor. Duyuyoruz ama duymamış gibi yapıyoruz. Görüyoruz ama görmek istemiyoruz.
Gençlerimiz yönsüz. Ailelerimiz çaresiz. Üniversite mezunu işsizlerimiz, umutla değil kırgınlıkla bakıyor geleceğe. Bir anne “Evladımı okutmak için ömrümü verdim, bugün diplomalı işsiz oldu” diye ağlarken, hangi başarıdan söz edebiliriz?
Kaybolan Yetenekler!
Her çocuğun içinde bir cevher saklıdır. Kimi el becerisiyle usta bir sanatkâr olur, kimi zekâsıyla iyi bir mühendis, kimi gönül dünyasıyla güçlü bir alim… Ama biz, hepsini aynı sınıfa kapatıyoruz. Aynı kitap, aynı ders, aynı sınav…
Onları kendi kabiliyetlerinden koparıyor, hayattan uzaklaştırıyoruz. Sonunda ortaya çıkan manzara şu: mutlu değil, üretken değil, huzurlu değil.
Bir Çıkış Var!
Tarihimizde Enderun vardı; çocuklarımızı küçük yaşta keşfeder, yeteneklerine göre yönlendirirdik. Şimdi neden olmasın?
Yüksek İhtisas Okulları… Savunmadan sanata, yazılımdan tarıma, hukuktan tıbba kadar her alanda çocuklar daha küçük yaşta yolunu bulsa… Üniversiteye yalnızca isteyen, gerçekten ilmi talep edenler gitse…
O zaman üniversitelerimiz dolu değil, kaliteli olur. Gençlerimiz işsiz değil, üretken olur. Aileler çaresiz değil, huzurlu olur.
Biz çocuklarımızı heba edecek kadar zengin değiliz. Onların gözlerindeki ışık sönerse, bu ülkenin de ışığı söner.
Bugün eğitimde köklü bir reforma gitmek, yalnızca bir devlet politikası değil, geleceğimiz için bir varlık-yokluk meselesidir.
Her çocuğun üniversite okuması değil, her çocuğun kendi yeteneğinde zirveye çıkmasıdır asıl hedef.
O zaman işsizliği değil, üretimi konuşuruz. Umutsuzluğu değil, başarıyı konuşuruz.
Ve belki de o zaman, eğitimdeki sessiz çığlık yerini umut dolu bir şarkıya bırakır.