Duran’ın Netanyahu ve bölgede istikrar mesajına karşı toplum dayanışması ve refleksleriyle kilit konulara ışık tutan analiz.

NSosyal hesabından yapılan açıklamada, Batı Kudüs’te gerçekleşen buluşmada İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi lideri Nikos Hristodulidis ile görüşme esnasında ileri sürülen değerlendirmelere güçlü tepki gösterildi. İdarecilerin bölgede başkalarının emperyal hedeflerinden söz etmelerinin, yakın geçmişte tarihin en ağır soykırımlarından birinin sorumlularını anımsatan gerçeklerle çatıştığı vurgulandı.
Bölgenin istikrarsızlaştırılmasına yol açan bir aktör olarak İsrail’in, Türkiye’nin gücü ve nüfuzuna dönük uzun süredir süren yaklaşımını eleştirel bir şekilde nitelendirmek gerekiyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye, barış ve istikrarın teminatı olarak görülmeye devam etmişken, Netanyahu hükümetinin bölgeye kan ve gözyaşı getirdiği belirtiliyor. İsrail’in Filistin ve Suriye’de işgalci konumunu sürdürmesi ve güvenlik gerekçeleriyle emellerini örtbas etme çabaları eleştiri konusu yapılıyor.
Son iki yılda Orta Doğu’da yedi ülkeye yönelik saldırıları hatırlatılan metinde, Netanyahu yönetiminin hem bölge hem de İsrail halkı için taşıdığı sonuçlar vurgu buluyor. Şu anki süreçte, Türkiye’ye yönelik saldırıların arkasındaki amaç, suçların üzerini örtmek için dikkatleri başka yönlere çekmek olarak değerlendiriliyor.
Türkiye olarak barış ve istikrarı savunan herkesin yanında kararlı duruşumuz sürüyor. Bu süreçte, ucuz numaralar ve benzeri açıklamaların, Filistinli kardeşlerimizin yanında durmamızı engelleyemeyeceği ifade ediliyor. Barışın galip geleceğine olan inançla hareket edilmeye devam edilecektir.