Dünya Tohumculuk Kongresi ve Türkiye’nin tarımsal gelişim yolculuğunu keşfedin. Tarımda yenilikler ve sürdürülebilirlik için önemli bilgiler burada.
Uluslararası Tohum Federasyonu (ISF) tarafından düzenlenen ve İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Dünya Tohumculuk Kongresi’nde, tarımın ve tohumculuğun günümüzdeki önemine vurgu yapıldı. Konuşmasında, son çeyrek yüzyıl içerisinde yaşanan gelişmelerin, tarımsal üretimin küresel güvenlik ve sürdürülebilirlik açısından ne kadar kritik hale geldiğini belirten Yumaklı, tarımın stratejik konumunun giderek güçlendiğine dikkat çekti.
Yumaklı, özellikle son zamanlarda yaşanan iklim değişikliği, ekonomik krizler, doğal afetler, bölgesel çatışmalar ve savaşlar gibi küresel risk faktörlerinin, tarımsal üretim ve gıda güvenliği üzerinde önemli etkileri olduğunu vurguladı. Bu durumun, ülkelerin kendi gıda arzlarını koruma ve milliyetçi politikalar geliştirme yönündeki eğilimlerini artırdığını belirtti.
Tarım politikalarının ana odak noktalarını belirlerken, sürdürülebilir üretim, teknoloji entegrasyonu, dijital dönüşüm, AR-GE faaliyetleri ve aile işletmelerinin güçlendirilmesi gibi başlıkların ön plana çıktığını ifade eden Yumaklı, bu stratejilerin, küresel gıda arz güvenliğinin sağlanmasında temel taşlar olduğunu ekledi.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) raporuna göre, 2050 yılına kadar dünya nüfusunun artmasıyla birlikte, daha fazla gıdaya ihtiyaç duyulacağını söyleyen Yumaklı, bu ihtiyaca cevap verebilmek için tohumculuk sektörünün hayati önemde olduğunu belirtti. Türkiye’nin bu alanda attığı adımlar ve gelişmeler, ülkenin tarımsal kendine yeterlilik yolculuğunda büyük önem taşıyor.
Devlet destekleri ve sektörel politikalar doğrultusunda, Türkiye’de tohumculuk alanında kaydedilen gelişmeler göz kamaştırıyor. Son 23 yılda, sektör faaliyet gösteren firma sayısı 1117’ye ulaşırken, bunların %94’ü yerli üreticilere ait. Sertifikalı tohumluk üretimimiz, 9 kat artışla 1 milyon 300 bin tona yükseldi. Aynı zamanda, sertifikalı fide ve fidan üretiminde de 46 kat artışla 186 milyon adede ulaşıldı. Ata Tohumu Projesi ile 49 yerel tohum çeşidi tescil edilip, koruma altına alındı. Ayrıca, kuraklığa dayanıklı 79 ve soğuğa dayanıklı 3 yeni tohum çeşidi geliştirilerek, çiftçilerin hizmetine sunuldu. 122 bin tohum materyali ise, 2 gen bankasında muhafaza edilerek gelecek nesillere aktarılıyor.
Bu çalışmaların sonucunda, ülkemiz 103 ülkeye tohum ihracatı gerçekleştiriyor ve toplam ihracat değeri yaklaşık 340 milyon dolar seviyesine ulaştı. Türkiye, tarımsal hasıla bakımından ilk 8 ülke arasında yer almakta ve önemli tarımsal ürünlerde dünya pazarında ilk 3 sırada bulunuyor. Bu başarıda, tohumculuk sektörünün büyük payı ve katkısı bulunuyor.
4. Tarım ve Orman Şurası’nda, tohumculuk sektörü stratejik bir öncelik olarak ele alındı. Bütünsel bir yaklaşımla, yalnızca üretimin artırılması değil, aynı zamanda toplam 8 farklı çalışma grubunda tohum konusunun detaylıca görüşüldüğü ve çeşitli stratejilerin belirlendiği bir platform oluşturuldu. Bu stratejiler arasında, tohum sağlığı, analiz ortamları, sertifikasyon, yerli tohum üretimi ve sanayi entegrasyonu gibi temel başlıklar yer aldı. Aynı zamanda, toplam 48 stratejiden oluşan detaylı yol haritası hazırlandı. Bu kararlar, tarımın geleceğini şekillendirecek büyük bir adım olarak görülüyor ve tohumun, toplumların ve ekonomilerin gelişiminde merkezi bir rol oynadığını bir kez daha ortaya koyuyor.
TSÜAB Başkanı Yıldıray Gençer, Türkiye’nin tohumculuk alanındaki başarı hikayesini vurgulayarak, 100’den fazla ülkeye tohum ihraç eden güçlü ve rekabetçi bir sektörüz. Dünya, bu gelişmeleri yakından takip ediyor ve biz de kongrenin başarılı geçmesini diliyoruz.
Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı Hacı Ömer Güler ise, ülkenin jeopolitik konumunun ve tarımsal üretim kapasitesinin, sektörün gelişimine olumlu katkılar sağladığını belirterek, Alınan kararların ve yapılan çalışmaların, ülke tarımına ve tüm sektörlere ışık tutmasını temenni ediyorum.