Türkiye’nin dış politika vizyonuyla dünya için barış ve istikrarı hedefleyen kapsamlı ve vizyoner bir yol haritası sunulur.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda temsil edilen çoğu ülkenin devlet ve hükümet başkanlarının katılımı bu yıl 140’ı aşıyor. Çatışmaların güvenlik kararlarını engelleyen veto mekanizmaları yerine, insani krizlere gerçek çözümler bulunmasının önemi üzerinde durulacak. “Dünya beşten büyüktür” mesajının yankıları sürerken, BM reformları için sürdürülen çabaların da altı çizilecek.
Genel Kurul sürecinde, insani felaketler karşısında dayanışma ve adaletin yeniden tesis edilmesini hedefleyen çabalar vurgulanacak. Türkiye’nin bölgede istikrarı pekiştirme yönündeki girişimlerine ilişkin söylemler, uluslararası barışa yönelik katkılar ve Türkiye’nin özgün dış politika yaklaşımı bir kez daha anlatılacak. Ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve hukuk tutumu da gündemin önemli başlıkları arasında yer alacak.
Değerli dostlar, Türkiye’nin dış politikasını, derin bir vizyon ve dengeli bir bakış açısıyla nasıl sürdürdüğünü yakın bir dille paylaşma imkânı bulacağım. Bu yılki 80. Genel Kurul’un, farklı ülkelerin Filistin Devleti’ni tanıma kararlarıyla, iki devletli çözüm için yeni bir ivme kazanmasını umuyoruz. Uzun süren çatışmalardan etkilenen Suriyeli kardeşlerimizin durumunun da insani ve siyasi olarak ele alınması önceliklerimiz arasında olacak.
Ziyaret kapsamında pek çok devlet ve hükümet başkanı ile BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’le görüşmeler planlıyorum. Ayrıca Gazze konulu bölgesel bir toplantıya katılarak kan akışının durdurulması için atılacak ortak adımları ele alacağız. New York’taki temaslar süresince Türk toplumu, Amerikan toplumu ve iş çevreleriyle de verimli görüşmeler yapmayı hedefliyorum.
25 Eylül Perşembe günü Washington’a geçip Sayın Trump ile ikili ilişkilerimizi güçlendirecek konuları ele alacağız. Ticaret, yatırım ve savunma sanayii başta olmak üzere işbirliğimizi pekiştirmek için somut adımlar üzerinde duracağız. Bölgemizde barış ve istikrar için ortak sorumluluklarımızı hatırlayarak, diyalog ve mekik diplomasisiyle çözüm arayışımızı sürdüreceğiz.
Kan ve gözyaşının son bulması, yerine sulh ve sükûnun hâkim olması için çalışıyoruz. Bu hedefle atılacak her adımın hayırlı sonuçlar doğurmasını diliyor, ziyaretlerimizin milletimiz ve tüm insanlık için faydalı olmasını temenni ediyorum.