Dünya Genelinde Artan İşitme Kaybı ve Türkiye İçin Önlemler

Günümüz dünyasında işitme kaybı, artık geciktirilemeyecek bir halk sağlığı sorunu olarak öne çıkıyor. OKSUD Başkanı Prof. Dr. Meral Didem Türkyılmaz, TBMM Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu’na sunduğu bilgilerde, dünya çapında bu sorunun büyüyerek devam ettiğini belirtti. Türkiye’de kapsamlı bir çalışma eksikliğine dikkat çeken Türkyılmaz, DSÖ verilerine atıfla 2012-2013 yıllarında işitme kaybından etkilenecek kişi sayısının 1.3 milyar olarak öngörüldüğünü, şu an ise 2050’de 2.5 milyar kişinin farklı düzeylerde bu sorunu yaşayacağı ve en az 700 milyon kişinin rehabilitasyona ihtiyaç duyacağını söyledi. Bu vakaların ise yarısının önlenebilir olduğuna vurgu yaptı.

Sağırlar Konfederasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Orkun Utsukarcı ise Türk İşaret Dili’nin (TİD) anayasal olarak bağımsız bir iletişim dili olarak tanınmamasının ciddi hak kayıplarına yol açtığını ifade etti. Utsukarcı, “Hakkını öğrenemiyor” diyerek toplumsal hayatta adalet, sağlık bilgilendirmesi, eğitimde fırsat eşitliği ve afet anlarında iletişim gibi temel hakların tam olarak kullanılamadığını belirtti. Sağır yurttaşların kurumsal yaşama erişimde güçlükler yaşadığını ve çoğu durumda kendi haklarını da öğrenemediklerini vurguladı. TİD’nin anayasal güvenceye kavuşturulmadığı sürece eşit yurttaşlık hedefinin gerçekleştirilemeyeceğini söyledi.

Okul Öncesi Tarama Çalışması ve Öneriler Prof. Dr. Meral Didem Türkyılmaz, saha çalışmalarıyla toplumun işitme sağlığı konusundaki duyarlılığının yetersiz olduğunu gözlemlediklerini aktardı. “Dünya nüfusunun yaklaşık %10’u işitme kaybı yaşıyor ve bu durumun yarısı gürültüye bağlıdır” diyen Türkyılmaz, toplantılarda sık sık sorulan “Hiç işitme testi yaptırdınız mı?” sorusuna verilen çoğu yanıtın “Hayır” olduğuna dikkat çekti. Routine sağlık kontrolünün bir parçası olarak işitme taramalarının da yer alması gerektiğini belirtti. Gürültülü iş ortamlarında çalışanların kulak koruyucusu kullanmasının önemini hatırlatan konuşmacılar, ilaçların hekim kontrolü olmadan alınmaması gerektiğini vurguladı. Ayrıca çocuklar için, okul öncesi ve okul dönemlerinde düzenli işitme taramalarının zorunlu hale getirilmesi gerektiğini ifade ettiler.