Dünya dengeleri ve Türkiye’nin stratejik yol haritası: yeni uluslararası düzen arayışında güncel analizler, öneriler ve riskler.
Küresel sistemin mevcut görünümü, derin bir kaos izlenimini veriyor. Bölgelerde ve dünyada yaşanan gerginlikler, özellikle bölgesel aktörler arasındaki çatışmalarla güç kazanıyor.
Netanyahu yönetiminin Gazze’ye yönelttiği operasyonlar sadece insani açıdan eleştirilmekle kalmayıp, çevresindeki altı devlet için de geniş çaplı bir tehdit oluşturuyor. Bu dönemde, Trump yönetiminin İsrail’e verdiği destek ise uluslararası hukuk normlarını gözetme konusunda ciddi kaygılar uyandırıyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yapısal reformuna duyulan ihtiyaç, veto mekanizmasının niteliğinin yeniden ele alınmasını zorunlu kılıyor. Türkiye’nin güvenlik kaygıları ise acil ve somut adımların atılmasını talep ediyor.
Türkiye için potansiyel bir ortak zemin olarak görülen bölgesel ve küresel örgütler arasındaki işbirliği olanakları büyüyor. BDT, ŞİÖ ve TDT gibi yapıların, karşılıklı egemenlik ve eşit haklar çerçevesinde birbirlerinin hukukunu gözeterek daha adil ve istikrarlı bir dünya düzenine katkıda bulunması mümkün olabilir.
Türkiye’nin NATO üyeliği konusundaki değerlendirmeler de değişen tehdit algılarına yanıt verecek şekilde yeniden ele alınmalı. İçerden ve dışardan gelen baskılar, bazı müttefiklerin önceliklerimizi görmezden gelmesini tetikleyebiliyorsa, Türkiye’nin tarihsel vizyonunu ve çok yönlü bakış açısını güçlendirme zamanı gelmiştir.