Dolandırıcılık olayında aile dostlarının karargâhını açığa çıkaran Tahir Kaymaz ve Adem Yeşil’in itiraflarıyla gerçeğin izini sürün.
Türkiye’nin ekonomik dinamikleriyle bağlı olarak gerçekleşen bir dolandırıcılık vakasında, Sultangazi’de yaşayan galerici Tahir Kaymaz ile Adem Yeşil’in başından geçenler ayrıntısıyla gün yüzüne çıktı. Aile dostları olan A.B. ve M.B. ile iş birliği yaparak araç alım-satımı üzerinden başlayan süreçte, iki arkadaş uzun vadeli bir planla zarar gördü. Başlangıçta A.B., Yeşil’e iki otomobil bulduğunu söyleyerek satışı duyurdu. Paraları göndereceklerini düşündükleri anlarda ise, A.B. ‘‘arabalarda sorun var, satış gerçekleşmeyecek’’ diye iletti. Bunun üzerine İzmir’de bir villa fırsatını duyarak, bu teklifi kabul eden Yeşil, çevresinden borç para toplayıp villa için A.B.’ye iletmek üzere para transferi yaptı.
Bir süre sonra M.B. ortadan kayboldu ve geriye toplamda büyük bir borcun kaldığı iddia edildi. Kaymaz ile Yeşil, savcılığa giderek bahsi geçen kişi ve babası hakkında suç duyurusunda bulundu. Olayın içinde yer alan görüşmelerde, “ADAMIN ÇOCUĞUNUN RIZKINI ALMIŞ İNSANLAR BUNLAR” ifadesi öne çıktı. Kaymaz, A.B. ve ailesinin Diyarbakır Çermik’ten geldiğini öne sürdü ve kardeşinden alınan borçla elde ettikleri arabaları başka kişilere devrettiklerini iddia etti. Dubai’deki yaşamlarından bahsedildi ve mal varlıklarının adil olmayan yollarla kendilerine ya da başkalarına geçtiğini belirtti. Bu süreçte evler, arsalar ve arabaların kaduki olarak değiştiği anlatıldı; yaşananlar sonucunda şu an 10 milyon lira gibi bir borçla karşı karşıya kaldıklarını vurguladı.
Kaymaz’ın ifadeleriyle, ailesinin ve çevresinin güvenilir olduğunu savunan A.B. ve M.B.’nin, mağdurlar üzerinde baskı kurarak alacaklarının ödenmesini sağlama çabası da gündeme geldi. Bu sırada borcun 37 milyon liraya kadar yükseldiği belirtilirken, borçların kısa sürede ödenmemesi halinde gerginleşen oturumlar ve tehditler de konu edildi. Adem Yeşil, “Aile dostlarımızdılar; dedeleri, babalarıyla birlikte güvenilmiş bir çevreydik” diyerek süreci anlatırken, iki yıllık süreçte çekler ve kefaletler üzerinden devam eden işlemlerin giderek karmaşıklaştığını açıkladı.
Yeşil, işlemlerin başlangıcındaki güven ortamını şu sözlerle özetledi: “2 yıl süren bu süreçte aramızda güven oluştu. Bayram sonrasında arabalarla ilgili sorunlar çıktı; ardından İzmir’deki villalar için de benzer bir dalgalanma yaşandı.” Ardından artan baskı ve alacaklıların tehditleriyle karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Yeşil, alacaklıların 37 milyon lirayı aştığını, tapuların ve villaların durumu hakkında netleşmeyi beklediklerini belirtti.
Bu olay, tanıkları ve mağdurları derinden sarsarken, kamu güvenliği açısından dolandırıcılık vakalarının nasıl organize bir şekilde ilerleyebileceğini gözler önüne serdi. Yetkililerin incelemesinin devam ettiği ve tarafların adalet önünde hesap verecekleri umudu sürüyor.