Doha Foro 2025: Bölgesel entegrasyon ve ticarette yeni denge arayışlarıyla küresel dinamikler, iş birliği ve inovasyon odaklı stratejileri keşfedin.

Doha Forum 2025’in Şok Dalgaları ve Güvenlik Ağları: Kesinti Çağında Ticareti Yeniden Düşünmek panelinde konuşan Şimşek, Türkiye’nin son 2,5 yılda bütçe açığının önemli ölçüde küçüldüğünü ve borç stokunun GSYH’ya oranının gerilediğini hatırlattı. Cari açığın büyük ölçüde ortadan kalktığını ve brüt rezervlerin 120 milyar dolar arttığını dile getirdi. Ayrıca kur korumalı mevduatta görülen küçülmenin de etkili olduğunu ifade etti.
Ekonominin 25 yılda büyüme hızlarının ortalama %5,5 civarında olduğunu, bugün ise %3–4 aralığında seyrettiğini belirten Şimşek, büyümenin mütevazı ancak yönetilebilir olduğunu söyledi. Enflasyonla mücadelede kaydedilen ilerlemeyi vurgulayarak, en temel sorunun yapısal dönüşüm olduğuna dikkat çekti. Cumhurbaşkanı’nın 2026’yı yapısal reformlar yılı ilan etmesini olumlu bulduğunu ifade etti.
KÜRESEL TİCARETTEKİ PARÇALANMANIN PANZEHRİ BÖLGESEL ENTEGRASYON başlığı altında, Türkiye’nin dış ticaretinin kural bazlı çerçevede ilerlediğini ve ihracatının büyük bir kısmının serbest ticaret anlaşmalarının bulunduğu ülkeleri kapsadığını belirtti. Hizmet ihracatında dünyada ilk 20 içinde yer aldıklarını ve bir turizm destinasyonu olarak hizmet sektörü fazlasını sürdürmek istediklerini kaydetti. Bölgesel hedef olarak dijital hizmetler merkezli bir dış ticaret vizyonunu işaret etti ve Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleriyle yapılacak bir serbest ticaret anlaşması arayışını dile getirdi.
Şimşek, küresel ticarette parçalanmaya karşı regional entegrasyonun bir panzehir olacağını vurguladı. Ayrıca Basra Körfezi’ni yüksek hızlı demiryolu ve otoyol ile bağlayacak yeni bir kalkınma yolunu bölge ortaklarına yatırım çağrısı olarak sundu. Böylece bölgenin Pekin ile Londra arasındaki bağlantısını güçlendirecek altyapı adımlarının atılabileceğini söyledi.
ABD’nin gümrük tarifeleri ve ticaret gerilimleri konusuna değinen Şimşek, özellikle ABD-Çin arasındaki tarife savaşı dolaylı etkilerinin ciddi bir risk oluşturduğunu ifade etti. Asya’daki ticaret rotalarının değişim sürecine dikkat çekti ve tarifelerin dolaylı etkileri ile tarife kapsamı dışındaki engellerin daha endişe verici olduğunu belirtti. Çinli muhataplarıyla yapıcı diyalog sürdürdüklerini vurguladı.
Her ülkenin “tamamen bağışık” olmadığını söyleyen Şimşek, dolaylı etkilerin Türkiye gibi 14’üncü büyük üretim üssü olan ekonomilerde özellikle belirgin olduğuna işaret etti. Emek yoğun sektörlerde üretimin coğrafyasının değiştiğini belirterek, bu dönüşümden etkilenen kesimlere destek sağlamak için lojistik yatırımlarına, akıllı maliye politikalarına ve hızlı çözümler geliştirmeye odaklandıklarını ifade etti.
Uzun vadeli refahın anahtarı olarak verimlilik artışını işaret eden Şimşek, demografinin işgücü açısından küresel ekonominin lehine olmadığını, bu yüzden kalan yolu verimlilik odaklı kaynak yönlendirmesine bağladı. Verimlilik artışının üretken alanlara ve teknolojilere yönlendirme gerektirdiğini söyledi.