Diyabetin göz sağlığına etkisini anlatan bu içerik, erken tanı ve düzenli kontrollerin hayati önemini vurgular; sağlıklı görme için bilgi ve ipuçları sunar.

Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamalarıyla diyabet, bulaşıcı olmayan salgınlar arasına girerek dünya genelinde ve Türkiye’de artan sayılarla gözlerinize de olumsuz etkiler yapmaya devam ediyor. Uluslararası veriler, 2025 itibarıyla yetişkin diyabetli sayısının 828 milyona ulaşacağını ve 2050’ye kadar 1,3 milyara çıkabileceğini gösteriyor. Her 10 yetişkinden biri bu hastalıkla mücadele ederken, birçok kişi farkındalık ve tedavi konusunda eksiklik yaşıyor.
Göz sağlığı uzmanları, diyabetin retina damarlarını etkileyerek görme kaybına yol açabileceğini, bu nedenle hastaların göz muayenesini düzenli hale getirmesinin hayati önem taşıdığını vurguluyor. Erken tanı, görmeyi korumanın anahtarıdır ve tedaviye hızlı başlanması halinde zararlar büyük ölçüde kısmen de olsa engellenebilir.
İlerlemeyi yavaşlatmak için yaşam tarzı değişiklikleri Türkiye’de yapılan araştırmalar, diyabetli bireylerin çoğunun günlük yaşamlarında zorluklar yaşadığını gösteriyor. Dünyagöz Etiler Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Fevzi Akkan, hastalığın seyrini yavaşlatmak için atılması gereken temel adımları şu şekilde özetledi: hareketli bir yaşam benimsemek, kan şekeri dengesini korumak ve işlenmiş gıdalardan uzak durmak. Erken teşhis konulduğunda ise sarı nokta ödemi ve kanamalı damarlara yönelik tedavilerle görme kaybı uzun süre korunabilir.
Göz muayenelerini ihmal etmeyin Diyabetin tamamen ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını söyleyen Akkan, düzenli takip ve uygun tedaviyle olumsuz etkilerin yavaşlatılabileceğini belirtiyor: yılda en az bir kez göz muayenesi, hastalığın ilerlemesini önlemede kritik bir rol oynuyor. Unutmayın, erken tanı hayat kurtarır ve göz sağlığınızı korur.
Göz sağlığı için düzenli kontroller şart Diyabetik retinopati, 50 yaş altındaki bireylerde körlüğe yol açan en sık nedenlerden biri olarak dikkat çekiyor. Akkan, diyabet hastalarının özellikle 5. yıldan itibaren yılda en az bir kez, hastalık teşhis edildiğinde ise 3 ila 4 ayda bir muayene olmasının önemini vurguluyor. Diyabetin gözde sık görülen hastalığı olarak retinataki damar yapılarını bozması, hücre kaybı ve sıvı birikimine yol açabilir; bu süreç, ilerleyen dönemde yeni damarların oluşması ve kanama riskini artırabilir.
Göz sağlığını korumak elimizde Diyabetin diyabetik retinopati yoluyla görme oranında önemli kayıplara yol açabileceğini belirten uzman, tedavi ve yaşam tarzı değişikliklerinin birleşiminde göz sağlığını korumanın mümkün olduğunu belirtiyor. Retinada oluşan komplikasyonlar ilerledikçe zar oluşumu ve ağrılı göz tansiyonu gibi sorunlar da görülebilir.
Gelecekteki hasta sayısı ve riskler Uzmanlar, 2045 yılına kadar diyabetli hasta sayısının 700 milyon seviyesine çıkabileceğini öngörüyor. Türkiye’de yetişkin nüfus içinde diyabetli oranının yaklaşık %15 olduğuna işaret eden uzmanlar, ülkenin Avrupa’da diyabetli hasta sayısına sahip üçüncü ülke konumunda olduğunu belirtiyor. Tip 1 ve Tip 2 diyabetin farklı riskleri bulunurken, özellikle Tip 2’nin obezite ve hareketsizlikle ilişkilendirildiğini hatırlatıyoruz. Diyabetin ayak kesilmesi, böbrek yetmezliği ve kalp-damar hastalıkları gibi komplikasyonların yanı sıra trafikteki risklerle de ilişkili olduğu unutulmamalıdır. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve kilo kontrolü en etkili koruyucu yöntemler olarak öne çıkıyor.