Divine: Dorsey’nin sansürsüz, insan odaklı mikrovideo yolculuğu. İçerik dolu, samimi ve özgür bir deneyim.

Vine’nin 2017’de kapatılmasının ardından yeniden diriliş denemeleri sürerken, eski Twitter CEO’su Jack Dorsey yeni bir vizyonla sahneye dönüyor. Divine adını taşıyan bu video paylaşım servisi, Vine’ın “filtresiz yaratıcılık” ruhunu yeniden hayata geçirmeyi amaçlıyor ve tamamen yapay zekadan bağımsız bir deneyim vaat ediyor.
Divine, Vine’dan farklı olarak açık kaynaklı ve merkeziyetsiz teknolojilere odaklanıyor. Temel altyapı olarak Dorsey’nin uzun süredir övdüğü Nostr protokolünü benimsiyor; bu sayede sansür ve tek bir şirketin kontrolüyle gelen kısıtlamalara karşı daha dayanıklı bir yapı hedefleniyor. Dorsey, Divine ve benzeri projeleri 2025 yılında kurduğu kar amacı gütmeyen andOtherStuff çatı kuruluşu üzerinden finanse ediyor.
Platform, sadece ruhunu değil içeriklerini de geri getirmeyi amaçlıyor. Twitter’in kurucu kadrolarından Evan Henshaw-Plath’ın başında olduğu ekip, Archive Team tarafından yıllardır toplanan dev Vine video arşivini yeniden analiz ederek yaklaşık 150.000–200.000 video ve 60.000 içerik üreticisine ait klibi yeniden kullanıma sunuyor. Divine’ın başlangıç ağı bu içeriklere dayanacak ve eski Vine yaratıcılarının doğrulama yapması halinde hesaplarının geri getirilebilmesi gündemde. İsteyen kullanıcılar için ise DMCA talepleriyle içerikler kaldırılabilir.
Beta aşamasında 10 bin kullanıcı ile başlayan süreçte platformun en dikkat çekici özelliği ise katı bir “AI yok” politikası. Divine, yapay zekâ tarafından üretilmiş videoları teknik olarak engelliyor ve böyle içerikler paylaşmaya çalışan hesapları doğrudan yasaklıyor. Geliştiricilerin ifadelerine göre, birçok kullanıcı hâlâ içerik akışını algoritmaların yönlendirdiği internet ortamlarında değil, insan yaratıcılığının doğrudan deneyimlenebildiği bir ekosistemde gezmeyi tercih ediyor.
Divine, nostaljiyle modern internet kültürünü buluşturan ve tamamen insan odaklı bir mikro-video ekosistemi kurmayı hedefliyor. Başarılı olması halinde, mevcut algoritmik ve yapay zekâ baskınlığından uzak, farklı bir sosyal medya alternatifi sunabilir.