Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın çarpıcı suikast itirafları ve detaylar için hemen okuyun. Güvenlik ve politika dünyasında büyük yankı uyandıran açıklamalar.
Bir televizyon kanalında yayınlanan canlı programda, önemli ve gizli kalmış detayları ilk kez kamuoyuyla paylaşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, özellikle geçmişte yaşadığı tehlikeleri ve karşılaştığı saldırıları samimiyetle anlattı. Bu açıklamalar, uzun süredir kamuoyunca merak edilen ve gündemde olan konulara yeni bir ışık tutuyor.
Fidan, özellikle Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı olduğu dönemde karşılaştığı ciddi tehditlere değindi. Kendisi ve ailesinin güvenliğinin tehdit altında olduğunu ve bu tehlikeleri defalarca tecrübe ettiğini belirtti. Ayrıca, FETÖ’nün ve diğer organize suç örgütlerinin kendisine ve ailesine yönelik saldırı girişimlerini detaylandırdı.
Birçok kişinin bilmediği ve kamuoyuna yansıtmayan bu olayları ilk kez kamuoyuna açıkça anlatan Fidan, “4-5 yıl önce ciddi bir suikast girişimine maruz kaldım” diyerek, bu saldırının boyutunu ve ciddiyetini ortaya koydu. Ayrıca, arsenik ve cıva ile zehirlenme olayını da ilk defa detaylandırdı ve bu durumun kendisinin sağlık durumunu ciddi şekilde etkilediğini vurguladı.
Fidan, “Arsenik ve cıva ile zehirlendim ve bu nedenle uzun süre sağlık sorunları yaşadım” ifadeleriyle, yaşadığı sağlık sorunlarının önemini ve bu süreçte yaşadığı zorlukları anlattı. Ayrıca, bu saldırıların ve zehirlenmenin sadece fiziksel saldırılar olmadığını, karakter ve psikolojik saldırılarla da karşı karşıya kaldığını sözlerine ekledi.
Fidan, “İçerde ve dışarda düşmanlarım var” diyerek, tehditlerin sadece yerel değil, uluslararası boyutlara da sahip olduğunu belirtti. Bu durumun, Türkiye’nin dış politikasını ve güvenlik stratejisini nasıl etkilediğine dair ipuçları verdi.
Son olarak, Fidan, “Bunları ilk defa açık şekilde dile getiriyorum” diyerek, gizli kalmış önemli bilgileri paylaştı. Bu açıklamalar, hem devletin iç ve dış tehditlere karşı aldığı önlemleri hem de kişisel mücadelelerini gözler önüne seriyor. Bu olaylar, Türkiye’nin güvenlik politikalarının ne kadar karmaşık ve zorlu bir süreçten geçtiğinin de göstergesidir.