Diplomasi söylemleri, Kıbrıs-Türkiye işbirliğini uluslararası arenada dengelerde analiz eden kapsamlı bir bakış.
Türkiye Cumhurbaşkanı adayının Diplomasiye vurgu yaparken iletişimin ve sesin duyurulmasının önemine değindiği bir söylem zinciri özetleniyor. Cumhurbaşkanı olarak bu süreçte, Türkiye Cumhuriyeti’nin anavatan ve garantör ülke olarak iki devletli çözüm görüşlerini desteklediğini, uluslararası arenada yapılan konuşmaların iki devletli söylemi güçlendirdiğini ifade ediyor.
Girişimler ve süreçler kapsamında, konuşmaların dünya çapında yankı bulması ve Türkiye üzerinden atılan diplomatik adımların, 5 yıl içinde ilişkilerin yeniden şekillenmesine hizmet ettiği belirtiliyor. Uluslararası arenada Kıbrıs’ta iki devletli çözümün savunulması, KKTC’ye yapılan yatırımlar ve eğitim, çevre gibi konulardaki işbirliklerinin artmasıyla destekleniyor.
“BU UYUM ÇOK ÖNEMLİ” ifadesiyle, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki iletişimin tek ağızdan yürütülmesinin, uluslararası başarının temel taşı olduğuna dikkat çekiliyor. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın sözlerinin KKTC’nin adını dünya gündemine taşıdığı ve iki devletli yaklaşıma vurgu yaptığı belirtiliyor.
Türkiye ile KKTC arasındaki uyumsuzluk durumunda ortaya çıkacak tespitler, iki devletli yapı içinde güç kaybı ve dışarıdan gelebilecek zafiyet endişesi olarak dile getiriliyor. Bu bağlamda, Milletin bölünmesinin, farklı düşüncelerin varlığı halinde dahi ortak bir duruşun gerekliliği vurgulanıyor.
“KIBRIS TÜRKLERİNİN SONU OLUR” sorusuna karşı, Kıbrıs Türklerinin güvenliğinin ve varlığının, adadan Türk askerinin çekilmesiyle doğrudan tehlikeye gireceği, Rum tarafının geçmişte sergilediği tutumlar üzerinden bir uyarı niteliği taşıdığı ifade ediliyor. 1974 sonrası yaşanan süreçler ve mevcut tehdit algısı, KKTC’nin güvenliğinin korunmasının kritik olduğuna dair bir görüş olarak sunuluyor.